at that time

listen to the pronunciation of at that time
Englisch - Türkisch
o zamanda

O, o zamanda uyuyor olabilir. - He might have been sleeping at that time.

O zamanda güneşte banyo yapıyordu. - At that time, she was bathing in the sun.

o zamanlarda
o zaman

O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti. - At that time, the territory belonged to Spain.

O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı. - Few roads existed in North America at that time.

then
o zaman

Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım. - It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.

O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu. - Since then, a great deal of change has occurred in Japan.

at this time
bu arada
at this time
şu aralar

Şu aralar yorumum yok. - I have no comment at this time.

at this time
bu aralar

Bu aralar onların burada olmaya hakkı yok. - They have no right to be here at this time.

Bu aralar yorumum yok. - I have no comment at this time.

then
(ondan) sonra
then
o durumda
then
daha sonra

Mary Tom'a söyledi: Kısa bir cümle ile başlayalım, ve daha sonra göreceğiz... - Mary told Tom: Let's begin with a short sentence, and then we'll see...

Hırsız bana vurdu ve gözümü morarttı ve daha sonra kaçtı. - The thief hit me and gave me a black eye and then ran off.

then
o süre içinde
then
madem öyle
then
o zamanki
then
o zamanlar

O zamanlar, tüm hesaplamalar elle yapıldı. - Back then, all the calculations were done by hand.

O zamanlar yemek yemek için eve giderdim. - I used to go home to eat back then.

then
sonra

Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt. - If you see a mistake, then please correct it.

Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu. - But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.

then
öyleyse

İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır. - If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.

Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse. - Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.

At time
bu zamanlarda
then
(zarf) o zaman, ondan sonra, o halde, öyleyse, zira, demek
then
derhal
then
o zaman vaki olan
then
ondan sonra
then
o halde

Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin. - If you really have grounds for acting the way you did, then please tell me.

Oraya gitmek istemiyorsanız, o halde biz de oraya gitmeyiz. - If you don't want to go there, then we won't go there.

then
(sıfat) o zamanki, o zamanlarki
then
demek

Eğer beni bu şekilde tanımıyor idiysen, kısaca beni tanımamışsın demektir. - If you didn't know me that way then you simply didn't know me.

Neler oluyor biliyor musun? - Hayır. O zaman bütün bunlar ne demek oluyor? - Do you know what's going on? - No. What's it all about then?

Englisch - Englisch
during that same point in time, during that period, upon that occasion, during the same time
then

What were you doing then? - What were you doing at that time?

I know what time you said you'd get there, but I couldn't get there then. - I know what time you said you would be there, but I wasn't able to be there at that time.

at that time

    Türkische aussprache

    ät dhıt taym

    Aussprache

    /ˈat ᴛʜət ˈtīm/ /ˈæt ðət ˈtaɪm/

    Videos

    ... And by the time you get to the middle of the PhD class ...
    ... turkeys mutation to numerous journeys journeys in time ...
Favoriten