at such a time

listen to the pronunciation of at such a time
Englisch - Türkisch
böyle bir zamanda
at a time
bir seferde

O, bir seferde altı kutu taşıdı. - He carried six boxes at a time.

Tom'un bir seferde sadece bir ziyartçisi olması gerekiyor. - Tom is only supposed to have one visitor at a time.

at a time
birden

Hiç kimse bir defada birden daha fazla şey yapamaz. - No one can do more than one thing at a time.

Birisi bir seferde birden fazla şey yapamaz. - One can't do more than one thing at a time.

at a time
bölüm bölüm a little
at such a time
Favoriten