İlk önce kimse bana inanmıyordu.
- No one believed me at first.
Tom'dan ilk önce nefret ettim.
- I hated Tom at first.
İlk olarak, Tom Fransızcanın zor olduğunu düşündü ama onun kolay olduğunu düşünüyor.
- At first, Tom thought French was difficult, but now he thinks it's easy.
İlk olarak, her şey zor görünüyordu.
- At first, everything seemed difficult.
İlk önce kimse bana inanmıyordu.
- No one believed me at first.
O, ilk önce atı beğenmedi.
- She didn't like the horse at first.
Tom ilk zamanlar Mary'ye inanmıyordu.
- Tom didn't believe Mary at first.
İlk zamanlar bunu yapmaktan hoşlanmadım.
- I didn't like doing this at first.
Başlangıçta hatalarım hakkında endişeliydim.
- I was worried about my mistakes at first.
Başlangıçta, onun senin erkek kardeşin olduğunu sandım.
- At first, I thought he was your brother.
İlk bakışta Bay Jones'u tanıdım.
- I recognized Mr Jones at first glance.
Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.
- Don't worry. He may look intimidating at first glance, but he's actually a very friendly person.
İlk görüşte ona âşık oldun mu?
- Did you fall in love with her at first sight?
İlk görüşte ona âşık oldu.
- He fell in love with her at first sight.
Love at first sight.
Adam ilk görüşte âşık oldu.
- The man fell in love at first sight.
İlk görüşte ona âşık oldun mu?
- Did you fall in love with her at first sight?
Sorun ilk bakışta göründüğü gibi kadar basit değildir.
- The problem is not as simple as it might seem at first sight.
Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.
- Our peoples have more in common than can be seen at first sight.
At first glance, thinking well of yourself seems obviously preferable to thinking poorly of yourself. But the problem with.
It looks like a normal car at first sight. But when we open the hood, we discover something quite new.
... They don't trust us at the very first beginning. ...
... the latest Android platform updates for 18 months after their first launch if the hardware ...