at any time; at any period or point of time

listen to the pronunciation of at any time; at any period or point of time
Englisch - Türkisch

Definition von at any time; at any period or point of time im Englisch Türkisch wörterbuch

ever
şimdiye kadar

Sanırım Beethoven, şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci. - I think Beethoven is the greatest composer who ever lived.

Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı. - The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.

ever
gelmiş geçmiş

Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi? - Who was the greatest philosopher that ever lived?

O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam. - He's the most dangerous man who ever lived.

ever
herhangi bir zamanda

Tom'un niçin Mary ile herhangi bir zamanda evlenmek istediğini merak ediyorum. - I wonder why Tom ever wanted to marry Mary.

Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun? - Do you think we'll ever see Tom again?

ever
eğer

Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu. - If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!

Eğer bize yardım ederseniz, herkes memnun olur. - Everyone will be happy if you help us.

ever
haçansa
ever
hiç

Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır. - Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

ever
hep

Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi. - Not every student went there yesterday.

Hepinize teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. - Thank you, everybody. Thank you so much.

ever
daima yanan
ever
ebedi
ever
(zarf) her zaman, hep, daima, gitgide, giderek, asla, hiç, olabildiğince
ever
hiç bir zaman
ever
olabildiğince
ever
z. hiç: Have you ever been to Eyüp? Hiç Eyüp'e gittin mi?
ever
everand anon arada sırada
ever
gitgide
ever
ever burning hiç sönmeyen
ever
giderek
ever
ebedi ever more
Englisch - Englisch
ever
at any time; at any period or point of time
Favoriten