O, o günlerde hep içki içiyordu.
- He was always drinking in those days.
Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim.
- I've always wondered what it'd be like to have siblings.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is always honest.
Futbol basit bir oyundur. 22 kişi bir topun peşin koşar ve sonunda da daima Almanlar kazanır.
- Football is a simple game. 22 men chase a ball for 90 minutes, and at the end the Germans always win.
Daima doğruyu söyledim.
- I've always told the truth.