Uzun süre önce o filmi izledim.
- I saw that film long ago.
Tom bunu uzun süre önce yapmalıydı.
- Tom should've done that long ago.
Bu uzun zaman önce inşa edildi.
- This was built long ago.
Onu uzun zaman önce yapmalıydı.
- He should have done that long ago.
There was a Roman fort here long ago.