Bir seferde bir şey yapın.
- Do one thing at a time.
Tom'un bir seferde sadece bir ziyartçisi olması gerekiyor.
- Tom is only supposed to have one visitor at a time.
Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.
- Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.
O bazen işe arabayla gider.
- Sometimes she drives to work.
Hiç kimse bir defada birden daha fazla şey yapamaz.
- No one can do more than one thing at a time.
Birisi bir seferde birden fazla şey yapamaz.
- One can't do more than one thing at a time.
Tom bunu birgün yapmalı.
- Tom should do that sometime.
Bunu birgün yapacağım.
- I'm going to do that sometime.
Bir ara bana yaz tamam mı?
- Write me sometime, OK?
Tom bana ziyaret için bir ara uğramam gerektiğini söyledi.
- Tom told me that I should drop by sometime for a visit.
Bazen Tom eski dostlarıyla görüşmeye geliyordu.
- Sometimes Tom came to meet his old friends.
Japonya'da hala bazen birinin abaküs kullandığını görüyoruz, ancak eskisi kadar sık değil.
- In Japan, we still sometimes see someone use an abacus, but not as often as we used to.
Annesi ve kız kardeşi genç işçiyi ziyaret etmek için geldi, ve bazen onunla birlikte bir gün geçirdiler.
- Her mother and her sister came to visit the young worker, and sometimes they spent a day with her.
Bir gün Fransa'ya gitmek istiyorum.
- I'd like to go to France sometime.
Günün birinde seni tekrar görmek isterim.
- I would like to see you again sometime.
Günün birinde buluşmalıyız.
- We should get together sometime.
Gelecek hafta erken bir zamanda bir toplantı planlayalım.
- Let's schedule a meeting sometime early next week.
Yakın bir zamanda Paris'te bizi ziyaret etmeye gel.
- Come and visit us in Paris sometime soon.
climb stairs two at a time.
He manages to abstain from smoking for weeks at a time, but then gives in and starts again.