Kağıt uçak yavaş yavaş yere düştü.
- The paper plane fell slowly to earth.
Balon yavaş yavaş indi.
- The balloon descended slowly.
Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Yavaşça gözlerini kapadı.
- She slowly closed her eyes.