Biz onu yıllarca zararına çalıştırdığımız için binayı satmak zorunda kaldık.
- We had to sell the building because for years we had operated it at a loss.
Arabamı zararına satıyorum.
- I'm selling my car at a loss.
Hava kararmıştı ve ne yapacağımı şaşırmıştım.
- It got dark and I was at a loss what to do.
Tom paranın nereye gittiğini açıklamak için ne yapacağını şaşırmış.
- Tom was at a loss to explain where the money had gone.
She was at a loss for words when she saw the number of people who had come to grieve for her husband.
We sold those old computers at a loss.
I have fixed the parts I understand, and the rest leaves me at a loss.