He acquired the habit of snacking.
- O, atıştırma alışkanlığı kazandı.
There were many delicious snacks at the party.
- Partide birçok lezzetli atıştırmalıklar vardı.
Tom's shot missed the target by two feet.
- Tom'un atışı hedefi iki fitle ıskaladı.
How many shots did you hear?
- Kaç tane atış duydunuz?
Tom watched Mary throwing rocks into the water.
- Tom Mary'nin taşları suya atışını izledi.
I can hear your heart beating.
- Senin kalp atışını duyabiliyorum.
Feel your heart beat!
- Kalbinizin atışını hissedin!
You should put something in your stomach before you go.
- Gitmeden bir şeyler atıştırmalısın.
Do you think the shooting was accidental?
- Atışın kazara olduğunu düşünüyor musunuz?
Every time I practice shooting, I miss the target.
- Her zaman atış yaparım, hedefi ıskalarım.
The patient doesn't have a pulse anymore.
- Hastanın artık bir nabız atışı yok.
Snacking between meals is a bad habit.
- Öğünler arasında atıştırmak kötü bir alışkanlıktır.
How do you avoid snacking between meals?
- Öğün aralarında atıştırmaktan nasıl uzak duruyorsun?
The commander exposed his men to gunfire.
- Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
At what time did you hear the gunshot?
- Saat kaçta silah atışı duydunuz?
I'm not sure what it was, but it sounded like a gunshot.
- Onun ne olduğundan emin değilim ama bir silah atışına benziyordu.
This tank can shoot on the move.
- O tank hareket ederken atış yapabilir.
Every time I practice shooting, I miss the target.
- Her zaman atış yaparım, hedefi ıskalarım.
He hit a home run in the first inning.
- İlk atışta tur vuruşunu yaptı.
Our team scored five runs in the last inning.
- Ekip son atışta beş sayı kazandı.
I can hear your heart beating.
- Senin kalp atışını duyabiliyorum.