Maria üniversite öğrencilerinin diğer insanlardan daha hızlı biçimde dil öğrendiğini varsayar.
- Maria assumes that university students learn languages more quickly than other people.
Sanırım Tom'un yarın burada olmayacağını varsaymak güvenlidir.
- I think it's safe to assume Tom won't be here tomorrow.
Tatoeba külliyatındaki tüm cümleleri, dil eğitimi için doğru ve uygun saymak tehlikelidir.
- It's dangerous to assume that all of the sentences in the Tatoeba Corpus are correct and suitable for language study.
Sanırım Tom yardım etmek için burada.
- I assume Tom is here to help.
İstediğimiz her şeyi satın almak için yeterli paramız olmadığını varsaymalısın.
- You should assume that we won't have enough money to buy everything we want.
İstediğimiz her şeyi satın almak için yeterli paramız olmadığını varsaymalısın.
- You should assume that we won't have enough money to buy everything we want.
Biz onun dürüst olduğunu varsayıyoruz.
- We assume that he is honest.
Tom takma bir isim altında seyahat etti.
- Tom traveled under an assumed name.
Sanırım bana Tom hakkında soru sormak için buradasın.
- I assume you're here to ask me about Tom.