Tom atamayı kabul etti.
- Tom accepted the assignment.
Onlar onun atama için doğru olmadığını düşünüyor.
- They think he's not right for the assignment.
Ben bir görev için kasaba dışındaydım.
- I was out of town on an assignment.
Ben bir görev için yurt dışındaydım.
- I was abroad on an assignment.
Tom, Mary'nin ev ödevinde John'a yardım etmesini rica etti.
- Tom asked Mary to help John with his homework assignment.
Mary, her zaman erkek arkadaşının ödevlerini yapmasına yardımcı olur.
- Mary always assists her boyfriend in doing his assignments.
İşlerimi bitiremedim.
- I couldn't finish my assignments.
Ödevle ilgili kafasında soru işareti olan?
- Any doubts with the assignment?
Tom ev ödevinin ne olduğunu bilmiyor.
- Tom doesn't know what the homework assignment is.
Chris o zor ev ödevinden çok iyi bir not aldı.
- Chris got a very good grade on that difficult homework assignment.
O iş için daha çok erkek atamak zorunda kaldım.
- I have to assign more men to that work.
O iş için daha çok erkek atamak zorunda kaldım.
- I have to assign more men to that work.
O, beni yeni bir işe atadı.
- He assigned me a new job.
Okumak için bana üç kitap tahsis etti.
- He assigned me three books to read.
Tom işi Mary'ye tahsis etti.
- Tom assigned the job to Mary.