Leyla'nın mal varlıkları donduruldu.
- Layla's assets were frozen.
Tom tüm mal varlığını bir kayyuma devretti.
- Tom put all of his assets in a blind trust.
Leyla ve Sami küçük varlıklarını ayırıp bölüştüler.
- Layla and Sami separated and split their small assets.
Leyla'nın mal varlıkları donduruldu.
- Layla's assets were frozen.
Tom tüm mal varlığını bir kayyuma devretti.
- Tom put all of his assets in a blind trust.
Bir milyon doların üzerinde mal varlığı var.
- He has over a million dollars in assets.
Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.
- This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.
Birçok kişi bugünlerde varlık açısından zengin ama zaman açısından fakir.
- Many people these days are asset-rich but time-poor.
Tom tüm mal varlığını bir kayyuma devretti.
- Tom put all of his assets in a blind trust.
Leyla'nın mal varlıkları donduruldu.
- Layla's assets were frozen.
Tom tüm mal varlığını bir kayyuma devretti.
- Tom put all of his assets in a blind trust.
Bir milyon doların üzerinde mal varlığı var.
- He has over a million dollars in assets.
His assets are much greater than his liabilities.
These shares are a valuable asset.
... These are assets, and you get a different path through them. ...
... If you think that article maybe is different assets-- ...