Bunu monte etmek birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to assemble it.
Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.
- The leaders assembled in Paris for a meeting.
Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.
- The police assembled a lot of evidence against him.
Tom Mary ile yeniden buluşmak için istekli.
- Tom is eager to meet Mary again.
Seninle gerçek hayatta buluşmak harikaydı.
- It was awesome to meet you in real life!
O seninle tanışmak istiyor.
- He wants to meet you.
Herkes seninle tanışmak istiyor.Sen ünlüsün!
- Everyone wants to meet you. You're famous!
Yarın atletik yarışmaya katılmamız gerekiyor.
- We are supposed to take part in the athletic meet tomorrow.
Atletizm yarışması yıllık bir etkinliktir.
- The athletic meet is an annual event.
Paris'te onunla buluşma şansım vardı.
- I had a chance to meet him in Paris.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet him at the coffee shop.
Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.
- It's rare to meet nice people like you.
Boston'a gelmemin nedeni, evlenmeyi umduğum kadına rastlamaktır.
- The reason I came to Boston is to meet the woman I hope to marry.
Beni istasyonda karşılamayı unutma.
- Do not forget to meet me at the station.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
- In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
Öğrenciler sınıfta toplandı.
- The students assembled in the classroom.
Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.
- The leaders assembled in Paris for a meeting.
Kalabalık postanenin önünde toplandı.
- The crowd assembled in front of the post office.
Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.
- The leaders assembled in Paris for a meeting.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet her at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet him at the coffee shop.
The parents assembled in the school hall.
He assembled the model ship.
... To build a proper house, you have to assemble the right materials ...
... like part of a legitimate, artistic adventure that allows you to assemble your influences ...