Tom şu anda ağırlaştırılmış saldırı suçuyla yüz yüze.
- Tom currently faces charges of aggravated assault.
Saldırı ve darptan suçlandı.
- He was charged with assault and battery.
Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı.
- The middle aged man was charged with assault.
Sami, tecavüz ve saldırı nedeniyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Sami was sentenced 18 years for rape and assault.
Saldırı ve darptan suçlandı.
- He was charged with assault and battery.
Tom Mary'ye bir saldırı tüfeğini nerede alabileceğini bilip bilmediğini sordu.
- Tom asked Mary if she knew where he could buy an assault rifle.
Bir düşman onlara saldırıyor.
- An enemy is attacking them.
Müttefik kuvvetleri batıdan saldırıyorlardı.
- Allied forces were attacking from the west.
Sami, tecavüz ve saldırı nedeniyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Sami was sentenced 18 years for rape and assault.
Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır.
- Rape and sexual assault are crimes of violence.
Libya'ya saldırmak ciddi bir hataydı.
- Attacking Libya was a serious mistake.
Fadıl, Leyla'ya saldırmaya başladı.
- Fadil started attacking Layla.