asla'

listen to the pronunciation of asla'
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Küçük başlı
(Osmanlı Dönemi) Başının tepesinde ve önünde kıl olmayan
ASLA
(Osmanlı Dönemi) Hiçbir zaman
asla
Hiçbir zaman, hiçbir biçimde: "Dünyada her şeyle alay edilir şaka yapılır, ama şiirle asla!"- S. F. Abasıyanık
asla
(Osmanlı Dönemi) olması imkânsız
asla
Hiçbir zaman, hiçbir biçimde
Türkisch - Englisch

Definition von asla' im Türkisch Englisch wörterbuch

asla
never

She is never online, even during her vacation. - O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.

I never work on weekends. - Hafta sonları asla çalışmam.

asla
not a bit
asla
not by a fraction
asla
in no way
asla
by no means

The result was by no means satisfactory. - Sonuç asla tatmin edici değildi.

Tom is by no means unintelligent. He is just lazy. - Tom asla aptal değildir, O sadece tembeldir.

asla
far from
asla
on no account
asla
never, in no way, not for the world, in no circumstances, under no circumstances, on no condition; no way!
asla
ever

Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody. - Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.

Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan. - Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.

asla
not one iota
asla
(Latin) nunquam
asla
never more
asla
not once

I've never seen such a thing in my life, not once! - Ben, hayatımda böyle bir şeyi asla görmedim, bir kez değil!

asla
at all

Tom doesn't want to see Mary at all. - Tom Mary'yi asla görmek istemiyor.

You are not at all wrong. - Asla hatalı değilsin.

asla
(deyim) not a bit of it!
asla
in the least

They waited a long time for their guest. Finally, an odd man arrived whom they had not expected in the least. - Misafirlerini uzun süre beklediler. Sonunda onların asla beklemediği tuhaf bir adam geldi.

I am not in the least concerned about the result. - Asla sonuçla ilgilenmiyorum.

asla
e'er
asla
none
asla
no such thing
asla
means

The result was by no means satisfactory. - Sonuç asla tatmin edici değildi.

It is by no means easy to please everybody. - Herkesi memnun etmek asla kolay değil.

asla
not by a long sight
asla
(deyim) till the cows come home
asla
on no consideration
asla vazgeçme
never quit
asla vazgeçme
never give up
asla
nothing

Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan. - Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.

Nothing ever changes. - Hiçbir şey asla değişmez.

asla ve kat'a
never. no way. by no means. absolutely not. not at all
asla
nowise
asla
not an iota
asla
ne'er
asla
nevermore
asla
in no wise
asla
not at all

You are not at all wrong. - Asla hatalı değilsin.

asla
never, by no means
asla
nothing doing
asla
no whit
asla
nohow
asla
not a whit
asla
by no manner of means
asla
nuts! [sl.]
asla
no way

There's no way she'll ever marry Sato. - Sato ile asla evlenmez.

asla anlatamam
lips are sealed
asla anlaşamamak
never get along with
asla belirleme
(Bilgisayar) never set
asla olmaz
(deyim) that'll be the day
asla yaşlanmamazlık
agelessness
asla yaşlanmayan
ageless
beni asla unutma
never forget me
bir daha asla
nevermore