askerden

listen to the pronunciation of askerden
Türkisch - Englisch
troops
plural form of troop
Third-person singular simple present indicative form of troop
military personnel in uniform

There are 10,000 troops in Iraq.

third-person singular of troop
soldiers collectively
{i} soldiers, armed forces
asker
soldier

Many soldiers suffered terrible wounds in the battle. - Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

War compelled soldiers to go to the front. - Savaş askerleri cepheye gitmeye zorladı.

askerden arındırmak
demilitarize
askerden arındırmak
to demilitarize
askerden arınmış bölge
(Hukuk) demilitarized zone
askerden kaçma
desertion
askerden kaçmak
desert the colors
askerden tecrit, gayri askeri hale getirme
(Askeri) demilitarization
askerden temizlenmiş
demilitarized
askerden ve silahtan arındırılma
(Hukuk) demilitarisation
asker
troop

The troops easily put down the rebellion. - Askerler isyanı kolayca bastırdı.

Lincoln said troops were needed. - Lincoln, askerlerin gerekli olduğunu söyledi.

asker
{i} dragoon
asker
{i} guardsman
asker
man at arms
asker
fusilier
asker
military service

I did my military service in Ankara. - Askerliğimi Ankara'da yaptım.

I had my military service in Ankara. - Askerlik görevimi Ankara'da yaptım.

asker
conscript

Senator Tom Jackson was opposed to conscription. - Senatör Tom Jackson zorunlu askerliğe karşı çıktı.

asker
infantry
asker
(Argo) digger
asker
(Askeri) enlisted man
asker
private soldier
asker
private
asker
military man

Do you know the name of the most successful military man from this area? - Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun?

A change of opinions is almost unknown in an elderly military man. - Yaşlı bir askeri adamda bir görüş değişikliği neredeyse bilinmiyor.

asker
soldier, conscript; military service, army; troops
asker
militant, valiant
asker
respectful toward social conventions
asker
man-at-arms
asker
serviceman; troops; askari; military service
asker
warrior
asker
soldier; soldiers
asker
slang money
asker
manatarms
asker
{i} serviceman
asker
arm

The army sent soldiers to remove the miners. - Ordu, madencileri uzaklaştırmak için asker gönderdi.

The troops had plenty of arms. - Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

asker
{i} troops

The troops had plenty of arms. - Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

The President called out the troops. - Başkan, askeri güçleri çağırdı.

askerden
Favoriten