Recently the demand for this product has increased faster than the supply.
- Son zamanlarda bu ürün için talep arzdan daha hızlı artmıştır.
The family fortune has increased a great deal.
- Aile serveti bir hayli artmıştır.
This may end up being somebody else's problem.
- Bu belki artık bir başkasının sorunu olmayabilir.
The auction ends Monday.
- Açık artırma pazartesi sona eriyor.
Food prices have surged.
- Gıda fiyatları arttı.
The Great Depression triggered a great surge in crime.
- Büyük Buhran, suçta büyük bir artışa neden oldu.
The company's profits soared.
- Şirketin kazancı arttı.
Travel agencies' profits soared.
- Seyahat acentalarının gelirleri arttı.
This town is increasing in population.
- Bu kasabanın nüfusu artıyor.
The number of students going abroad to study is increasing each year.
- Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
A physician was immediately sent for; but on the first moment of beholding the corpse, he declared that Elvira's recovery was beyond the power of art.
There is a debate as to whether graffiti is art or vandalism.
Okulda güzel sanatlar okuyor.
- She is studying fine art at school.
Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
- Life is not an exact science, it is an art.
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
- Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Bir Japon iş adamı 200 milyon yene bir sanat eseri satın aldı.
- A Japanese businessman bought the artwork for 200 million yen.
Cornelius Gurlitt Naziler tarafından çalınan 1400 sanat eserini dairesinde saklamıştı.
- Cornelius Gurlitt had hidden 1400 works of art stolen by the Nazis in his apartment.
Sanatçı her zaman yalnız resim yapmıştır.
- The artist always painted alone.
Ben resim yapamam ama kız kardeşim büyük bir sanatçıdır.
- I can't draw, but my sister is a great artist.
Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
- The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
Güzel Sanatlar Sarayı nerede?
- Where is the Palace of Fine Arts?
Kabuki eski bir Japon sanatıdır.
- Kabuki is an old Japanese art.
Ressam eski taş duvarda en karmaşık duvar resimlerini yaptı.
- The artist painted the most intricate of murals on the old stone wall.
Sihirbazlık, batıl itikadı paraya çevirme sanatıdır.
- Magic is the art of changing superstition into money.
O öyle büyük bir sanatçı ki hepimiz ona hayranız.
- He is such a great artist that we all admire.
John büyük bir sanatçı oldu.
- John grew up to be a great artist.
Tüm edebi ve sanatsal çalışmaların kaynağı, tatmin edilmemiş libidodur.
- Unsatisfied libido is responsible for producing all art and literature.
Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı.
- The artistic beauty of the garden is truly amazing.
Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.
- I have absolutely no artistic skills.