Sanat öğrenimi yapmak iyi bir zevk gerektirir.
- It requires a good taste to study art.
Okulda güzel sanatlar okuyor.
- She is studying fine art at school.
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
- Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Bir Japon iş adamı 200 milyon yene bir sanat eseri satın aldı.
- A Japanese businessman bought the artwork for 200 million yen.
Bu Rembrandt tablo bir sanat eseridir.
- This Rembrandt painting is a work of art.
Ben resim yapamam ama kız kardeşim büyük bir sanatçıdır.
- I can't draw, but my sister is a great artist.
O, resim sanatını mükemmelliğe taşıdı.
- He brought the art of painting to perfection.
Bütün bu şeyler çok ustaca yapılır!
- All those things are so artfully made!
Sanatçı olmak için bir güzel sanatlar okulunda okumak zorunda değilsiniz.
- You don't have to study at a school of fine arts to become an artist.
Okulda güzel sanatlar okuyor.
- She is studying fine art at school.
Kabuki eski bir Japon sanatıdır.
- Kabuki is an old Japanese art.
Bu eski resmi benim için onarabilecek bir ressam biliyor musun?
- Do you know an artist who can restore this old picture for me?
Sihirbazlık, batıl itikadı paraya çevirme sanatıdır.
- Magic is the art of changing superstition into money.
John büyük bir sanatçı oldu.
- John grew up to be a great artist.
Japonya'daki en büyük sanatçılardan biridir.
- He is one of the greatest artists in Japan.
Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı.
- The artistic beauty of the garden is truly amazing.
Beyninizin sol tarafını çok kullanıyorsunuz. Daha sanatsal olabilmek için beyninizin sağ tarafını kullanmaya çalışın.
- You live in your left brain too much. Try to use your right brain to be more artistic.
Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.
- I have absolutely no artistic skills.
Suing his employer for negligence rather than for violation of the Federal Employers Liability Act was an artful pleading, and the state trial court rightfully removed the proceedings to federal district court.
A physician was immediately sent for; but on the first moment of beholding the corpse, he declared that Elvira's recovery was beyond the power of art.
There is a debate as to whether graffiti is art or vandalism.
This may end up being somebody else's problem.
- Bu belki artık bir başkasının sorunu olmayabilir.
They have lost 10 games in a row since their winning streak ended.
- Onların galibiyet serileri bittiği için art arda 10 oyun kaybettiler.
The Great Depression triggered a great surge in crime.
- Büyük Buhran, suçta büyük bir artışa neden oldu.
Food prices have surged.
- Gıda fiyatları arttı.
Travel agencies' profits soared.
- Seyahat acentalarının gelirleri arttı.
The company's profits soared.
- Şirketin kazancı arttı.
This town is increasing in population.
- Bu kasabanın nüfusu artıyor.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.