Onu üst kata gelişini gördüm.
- I saw him coming upstairs.
Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
- We are all looking forward to your coming.
Tom önümüzdeki pazartesi geliyor.
- Tom is coming next Monday.
Önümüzdeki hafta geri dönüyorum.
- I'm coming back next week.
Başarılı bir yerel çocuk eve geliyor.
- A successful local boy is coming home.
O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.
- She will be coming to see me this afternoon.
O, gelecek seçime katılmıyor.
- He is not running in the coming election.
Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.
- There's somebody coming up the stairs.
Dün gece, Tom'un odasından gelen garip bir ses duydum.
- I heard a strange noise coming from Tom's room last night.
O İngiltere'den geliyor.
- She is coming from England.
Yakında Noel geliyor.
- Christmas is coming soon.
Patronum toplantıya geç gelmeme göz yummadı.
- My boss didn't excuse me for coming late to the meeting.
Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.
- It was bad enough that he usually came to work late, but coming in drunk was the last straw, and I'm going to have to let him go.
Yaklaşan bir doğum günüm var.
- I've got a birthday coming up.
Yaklaşan üç günlük tatili nasıl geçireceksin?
- How will you spend the coming three-day holiday?