Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.
- The accident arose from a simple mistake.
Sonra gerekli makineyi nereden alacağımız sorunu ortaya çıktı.
- Then arose the question of where we were to get the necessary machinery.
Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
- Confusion arose from the accident.
En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
- The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.
- Trade friction might arise between the two nations at any moment.
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
- A new difficulty has arisen.