Kanepedeki minderler koltuklardakilerle eşleşmiyor.
- The cushions on the sofa don't match those on the armchairs.
O beni kolumdan yakaladı.
- He caught me by the arm.
Silah ihracatı yasaklandı.
- The export of arms was prohibited.
Silah ihracatı yasaklandı.
- Arms export was prohibited.
Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.
- The armed forces occupied the entire territory.
Silahlı kuvvetler bütün bölgeyi ele geçirmede başarılıydı.
- The armed forces succeeded in occupying the entire territory.
Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.
- The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years.
Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.
- Tom put the thermometer under his arm.
O, kolunu onun beline koydu.
- He put his arm around her waist.
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
O erkeğin kolu benimkine hafifçe çarptı.
- His arm brushed against mine.
Erkek kardeşim bir ağaçtan düştü ve kolunu kırdı.
- My brother fell out of a tree and broke his arm.
Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.
- This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict.
Onun çok güçlü kolları var.
- He has very strong arms.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Silah ihracatı yasaklandı.
- Arms export was prohibited.
Tom ve Mary kendilerini bıçaklarla silahlandırdılar.
- Tom and Mary armed themselves with knives.
Onlar kendilerini silahlarla silahlandırdılar.
- They armed themselves with rifles.
Ordu cephaneliğini düşmana bıraktı.
- The army surrendered its arsenal to the enemy.
Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
- The baby was sound asleep in her mother's arms.
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
Onlar teröristlere silah sağlamakla suçlandılar.
- They were accused of supplying arms to terrorists.
Ordu, madencileri uzaklaştırmak için asker gönderdi.
- The army sent soldiers to remove the miners.
Tom askere yazılmaya karar verdi.
- Tom decided to enlist in the army.
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
Tom bana sarılmak için kollarını açtı.
- Tom opened his arms to hug me.
Mary bana sarılmak için kollarını açtı.
- Mary opened her arms to hug me.
Shelburne Bay is an arm of Lake Champlain.
The robot arm reached out and placed the part on the assembly line.
The arm and forearm are parts of the upper limb in the human body.
She stood with her right arm extended and her palm forward to indicate “Stop!”.