arkalık

listen to the pronunciation of arkalık
Türkisch - Englisch
{i} back
back; porter's saddle, hod
back (of a chair, seat, etc.)
backing
backrest
a sleeveless jacket
stout, padded frame (used by a porter to support the load on his back)
back rest
carrier (of a bicycle)
backboard
back board
(Otomotiv) back up pad
rear casing
arka
back

While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants. - Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.

I am told he has a broad back. - Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.

arka
rear

Smokers are asked to occupy the rear seats. - Sigara içenlerin arka koltuklarda oturmaları rica edilir.

The hijackers moved to the rear of the plane. - Korsanlar uçağın arkasına ilerledi.

arka
{s} stern
arka
{i} backing
arka
posterior
arka
friend at court
arka
{s} tail

Your right taillight is busted. - Sağ arka lamban patlamış.

The tail at the rear of the plane provides stability. - Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.

arka
behind

My cat purrs when I scratch behind his ears. - Kulağının arkasını kaşıdığımda,kedim mırıldanır.

The garden is behind the house. - Bahçe evin arkasında.

arka
buttock
arka
(Tıp) superior

Sami felt a little bit superior to his friends. - Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.

arka
back board
arka
end

Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk. - Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.

Applaud, friends, the comedy has ended. - Alkışlıyoruz, arkadaşlar, komedi sona erdi.

arka
backside
arka
contuniation
arka
back-up
arka
dorsal
arka
the reverse
arka
aft

I spent the whole afternoon chatting with friends. - Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.

I asked after my sick friend. - Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.

arka
hind

A friend of mine can speak Hindi fluently. - Bir arkadaşım akıcı bir biçimde Hintçe konuşabilir.

Kangaroos have two small forepaws and two large, strong hind paws. - Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır.

arka
tailback
arka
upholder
arka
rear of
arka
on back
arka
back side
arka
on the back of
arka
on the back
arka
rump, buttocks, fanny
arka
dorso
arka
backer
arka
a back load (of something)
arka
back part, rear, back side, reverse
arka
rearward; stern
arka
situated in the tail or rear section
arka
support

I have a lot of friends to support me mentally. - Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.

His girlfriend was not supportive. - Onun kız arkadaşı destekleyici değildi.

arka
back, rear; the reverse (side); continuation, sequel; support, back-up, backing; supporter, backer; backside, buttocks, behind; back; reverse; hind; posterior
arka
hind, back, posterior
arka
dors
arka
powerful friend, backer, supporter; pull, influence
arka
the space behind or beyond
arka
sequel, the remaining part
arka
backing; continuation; breech; supporter
arka
{i} small

There is a small pond in back of my house. - Evimin arkasında küçük bir gölet var.

There's one small cat hiding behind the car. - Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.

arka
reverse
arka
rearward
arka
{i} breech
arka
{i} continuation
arka
{i} supporter

He has a wealthy supporter behind him. - Arkasında zengin bir destekleyicisi var.

Your father's friends aren't his only supporters. - Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.

Englisch - Englisch

Definition von arkalık im Englisch Englisch wörterbuch

arka
sun, light; the Vedic hymn
arka
Essence, liquor, arrack
arka
'Arka' is one of the names of the deity of the sun, which is associated with the fire principle (tej) and the sense of sight (vision)
Türkisch - Türkisch
Hamal semeri
Sırt dayamaya yarayan yer
Sırtında yük taşıyan hamalların, yük taşırken kullandıkları arka yastığı, semer, arkalıç
Ev içinde giyilen kolsuz, kalınca bir tür kısa hırka
Hamalların yük taşırken kullandıkları arka yastığı
arkalıç
arka
eğin
ARKA
(Osmanlı Dönemi) Duvar içinde kerpiç ve taş arasına konulan ağaç
ARKA
(Osmanlı Dönemi) Çadıra diktikleri direk
Arka
peş
Arka
dal
Arka
mabat
Arka
akab
Arka
zahr
arka
Geçmiş, geride kalmış zaman
arka
Otururken sırtın dayandığıyer
arka
Koruyucu, kayırıcı, iltimasçı, piston: "Memur olmak için büyük bir arka gerek."- H. R. Gürpınar
arka
Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi
arka
Otururken sırtın dayandığı yer: "Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu."- T. Buğra. İnsanın vücudu, bedeni: "Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı."- R. H. Karay
arka
Otururken sırtın dayandığı yer
arka
Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı
arka
Art, peş
arka
Geçmiş, geride kalmış zaman: "Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti."- Y. K. Beyatlı
arka
Geri kalan bölüm, kısım
arka
Koruyucu, kayırıcı, iltimasçı, piston
arka
Geri kalan bölüm
arka
İnsanın vücudu, bedeni
arka
Arkada olan, arkada bulunan
arka
Mermer işletmeciliğinde taşın yüzüne paralel olan geri taraf
arkâ
(Osmanlı Dönemi) half
arkalık
Favoriten