ardour, fervor; zeal, enthusiasm; fury; desire, lust

listen to the pronunciation of ardour, fervor; zeal, enthusiasm; fury; desire, lust
Englisch - Türkisch

Definition von ardour, fervor; zeal, enthusiasm; fury; desire, lust im Englisch Türkisch wörterbuch

passion
ihtiras

Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı. - It was a very passionate love affair.

passion
hastalık
passion
hırs

Hırs bizi güçlü yaptığı için biz düşmanlarımıza meydan okuruz! - We defy our foes, for our passion makes us strong!

Mary işi hakkında çok hırslı. - Mary is very passionate about her work.

passion
tutku

Tutkulu olduğun bazı şeyler nedir? - What are some things you are passionate about?

Çoğu insan bir şey hakkında çok tutkuludur. - Most people are very passionate about something.

passion
düşkünlük
passion
ani öfke
passion
(Tıp) Kuvvetli his (heyecan, hırs, v.s.)
passion
{i} güçlü duygu; tutku; hırs
passion
(Tıp) Acı, ağrı, ıstırap
passion
{i} şehvet

Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir. - Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.

passion
hazreti isa'nın çarmıha gerildiğinde çektiği acı
passion
(Tıp) Merak, delilik
passion
{i} sevda, aşk
passion
{i} hiddet, öfke
Englisch - Englisch
{i} passion
ardour, fervor; zeal, enthusiasm; fury; desire, lust
Favoriten