arbeitsstücke

listen to the pronunciation of arbeitsstücke
Englisch - Türkisch

Definition von arbeitsstücke im Englisch Türkisch wörterbuch

pieces
(Muzik) parça

Ben üç parça mobilya satın aldım. - I bought three pieces of furniture.

Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur. - Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.

works
(Askeri) bayındırlık
works
asar
works
(Askeri) tahkimat
workpieces
parçaların
pieces
parçalar

Cam parçalara bölündü. - The glass broke to pieces.

Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur. - Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.

work items
(Bilgisayar) çalışma öğeleri
works
{i} fabrika

Babam bir fabrika için çalışmaktadır. - My father works for a factory.

O bir fabrikada çalışıyor. - He works in a factory.

works
{i} çalışmalar

Onun en son çalışmaları geçici sergide. - His latest works are on temporary display.

Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim. - I have seen neither of his works.

works
{i} eserler

Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir. - The painter produces many fine works of art.

Bu kitap şairin en iyi eserlerinden biridir. - This book is one of the poet's best works.

works
{i} tesis

O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor. - He works for a plumbing company.

Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta. - The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.

works
{i} yapıtlar
works
(isim) fabrika, imalathane, iş, atölye, işler, eserler, yapıtlar, çalışmalar, tesis, yapı, istihkâm
works
{i} atölye

Boş eller internetin atölyesidir. - Idle hands are the Internet's workshop.

Tom'un bodrumunda bir atölyesi var. - Tom has a workshop in his basement.

works
work işle/çalıştır/çalış
works
{i} imalathane
works
{i} işler

Ben işlerin kontrolünü aldım. - I got control of the works.

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir. - The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.

works
parça/eser/iş
works
{i} yapı

Atölyesinde bir tablo yapıyor. - He's making a table in his workshop.

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor. - Tom works out in a gym near his house.

Deutsch - Englisch
workpieces
pieces of work
pieces
works
work items
workparts
work-pieces