arbeitsstücke

listen to the pronunciation of arbeitsstücke
Englisch - Türkisch

Definition von arbeitsstücke im Englisch Türkisch wörterbuch

pieces
(Muzik) parça

Bana iki parça tebeşir ver. - Give me two pieces of chalk.

Odada dört parça mobilya vardı. - There were four pieces of furniture in the room.

works
(Askeri) bayındırlık
works
asar
works
(Askeri) tahkimat
workpieces
parçaların
pieces
parçalar

Gazeteyi parçalara ayırdı. - I tore the newspaper into pieces.

Cam parçalara bölündü. - The glass broke to pieces.

work items
(Bilgisayar) çalışma öğeleri
works
{i} fabrika

Tom büyük bir fabrika için çalışıyor. - Tom works for a large factory.

O bir fabrikada çalışıyor. - He works in a factory.

works
{i} çalışmalar

Onun en son çalışmaları geçici sergide. - His latest works are on temporary display.

Picasso'nun çalışmalarını severim. - I like the works of Picasso.

works
{i} eserler

Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir. - The painter produces many fine works of art.

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

works
{i} tesis

Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var. - We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.

Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta. - The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.

works
{i} yapıtlar
works
(isim) fabrika, imalathane, iş, atölye, işler, eserler, yapıtlar, çalışmalar, tesis, yapı, istihkâm
works
{i} atölye

Tom'un bodrumunda bir atölyesi var. - Tom has a workshop in his basement.

Atölyesinde bir tablo yapıyor. - He's making a table in his workshop.

works
work işle/çalıştır/çalış
works
{i} imalathane
works
{i} işler

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir. - The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.

Ben işlerin kontrolünü aldım. - I got control of the works.

works
parça/eser/iş
works
{i} yapı

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor. - Tom works out in a gym near his house.

O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır. - It works exactly as advertised.

Deutsch - Englisch
workpieces
pieces of work
pieces
works
work items
workparts
work-pieces