I know that you still cry for me sometimes.
- Ara sıra hâlâ benim için ağladığını biliyorum.
Do you sometimes study in the library?
- Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın?
I run into Tom occasionally.
- Ara sıra Tom'a rastlarım.
Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
- Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
I play tennis once in a while.
- Ara sıra tenis oynarım.
Don't just read books. Go outside once in a while and get some exercise.
- Sadece kitap okumayın. ara sıra dışarı gidin ve biraz egzersiz yapın.
My son came to see me from time to time.
- Ara sıra oğlum beni ziyarete geliyordu.
My uncle comes to see me from time to time.
- Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?
- Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?
It has been snowing on and off.
- Ara sıra kar yağıyordu.
It has been raining on and off since last night.
- Dün geceden beri ara sıra yağmur yağıyor.
I am absent from school on occasion.
- Ara sıra okula gitmem.
They eat meat on occasion.
- Onlar ara sıra et yerler.
Robert comes to visit me every now and then.
- Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
He writes to his mother every now and then.
- O, ara sıra annesine yazar.
Let me hear from you now and again, will you?
- Ara sıra senden haber almama izin ver, verecek misin?
I watch TV off and on.
- Ara sıra televizyon izlerim.
It has been raining off and on.
- Ara sıra yağmur yağıyor.
Every once in a while I study Esperanto.
- Ara sıra Esperanto çalışıyorum.
Every once in a while, I take my boyfriend a lunch while he's at work.
- Ara sıra erkek arkadaşıma o işteyken bir öğle yemeği götürürüm.
Tom enjoys a glass of wine every now and then.
- Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
He still comes to see me now and then.
- O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
I play tennis once in a while.
- Ara sıra tenis oynarım.
Tom goes to Boston every once in a while.
- Tom ara sıra Boston'a gider.
Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz.- F. R. Atay.