Definition von aralık im Türkisch Englisch wörterbuch
- space
- gap
The gap between them has narrowed.
- Onlar arasındaki aralık daraldı.
- interval
The volcano erupts at regular intervals.
- Volkan düzenli aralıklarla püskürür.
Buses are running at 20 minute intervals.
- Otobüsler 20 dakikalık aralıklarla çalışıyor.
- ajar
The door was left ajar.
- Kapı aralık bırakıldı.
Leave the door ajar when you go.
- Gittiğiniz zaman kapıyı aralık bırakın.
- crack
Tom left the door open a crack.
- Tom kapıyı biraz aralık bıraktı.
- separation; hiatus
- half open
- twelfth and final month of the Gregorian calendar
- December
He will be back a week from today, that is, on December 10.
- O, bugünden itibaren bir hafta sonra geri dönecek, yani, 10 Aralıkta.
I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.
- Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.
- band
- Dec
Christmas Day is December 25th.
- Noel, 25 Aralık'tadır.
I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.
- Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.
- space, opening, interval, gap
- lacuna
- toilet, Brit. water closet
- interstice
- corridor; passageway
- time, interval, moment
- ajar, half open
- gap , interval
- space, opening, interval, gap, aperture; interval, moment; corridor, passageway; (ay) December; ajar, half-open
- aperture; time; daylight; gangway; rift
- interspace
- mus. interval
- {i} separation
- (Bilgisayar) range from
- parenthesis
- {i} aperture
- {i} time
- {i} hiatus
- hall
- clearance
- gauge
- (Bilgisayar) kern at
- (Mekanik) gate
- backlash
- differential
- interregnum
- (Denizbilim) slit
- between
The gap between them has narrowed.
- Onlar arasındaki aralık daraldı.
I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.
- Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.
- remove
- half-open
- {i} rift
- discontinuation
- {i} break
- intermission
- spacing
- interim
- corridor
- range
Even though Tom eats mostly junk food, he rarely gets sick and his BMI is in the normal range.
- Tom çoğunlukla abur cubur yese de, nadiren hastalanır ve Vücut Kitle İndeksi normal aralıktadır.
The human eye is blind to nearly the entire electromagnetic spectrum, except for the very narrow range of light that falls in what we call the visible range.
- İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür,
- discontinuanceation
- span
- juncture
- {i} gangway
- tone
- (Nükleer Bilimler) clearence
- {i} daylight
- aralık ayı
- December
- aralık bırakmak
- space
- aralık içinde
- (Bilgisayar) in range
- aralık bırakmak
- interspace
- aralık bırakmak
- 1. to leave a space. 2. to leave ajar, leave half open
- aralık bırakmak
- to half close, to leave ajar
- aralık dalgası
- back wave
- aralık dağılması
- gap scatter
- aralık etmek
- to leave ajar
- aralık etmek
- to open (something) part way
- aralık karakteri
- gap character
- aralık mastarı
- block gauge
- aralık oyunu
- a small performance given between two acts of a play
- aralık rölesi
- distance relay
- aralık sayısı
- gap digit
- aralık tuşu
- spacer
- aralık tuşu
- space bar
- aralık vermek
- to take a break (from), stop (doing something) for a while
- aralık yapmak
- space out
- artık aralık
- (Muzik) augmented interval
- her yıl 25 Aralık tarihinde İsa'nın doğumunun kutlanıldığı Hristiyan bayramı
- Christmas
- dar aralık
- slit
- aralıklar
- (Bilgisayar) intervals
The meetings were held at intervals.
- Toplantılar belli aralıklarla gerçekleştirildi.
The volcano erupts at regular intervals.
- Volkan düzenli aralıklarla püskürür.
- dikey aralık
- (Bilgisayar) vertical spacing
- hilal şekilli aralık
- lunette
- normal aralık
- (Otomotiv) normal range
- yatay aralık
- (Bilgisayar) horizontal spacing
- yirmi altı aralık
- boxing day
- aralıklar
- distances
- aralıklar
- gaps
- bir aralık
- a range
- bir ara/aralık
- 1. at one point, for a while, for a short period. 2. when one has a free moment, when one has a chance: Bir ara bana uğrayıver. Drop by when you have a free moment
- do ile fa arasındaki aralık
- fourth
- eksenel aralık
- axial distance
- en az aralık kodu
- (Bilgisayar,Teknik) minimum distance code
- güven aralık kestirimi
- confidence interval estimation
- hilâl şeklindeki aralık
- lunette
- ikinci aralık
- (Bilgisayar) second range
- ortalama aralık
- mean range
- sınırsız aralık
- (Matematik) unbounded interval
- toplam aralık
- total range
- yirmibeş aralık
- Christmas day
- yirmibeş aralık
- Christmas
- çift aralık
- double space
- çok aralık
- gaping