aracılığıyla

listen to the pronunciation of aracılığıyla
Türkisch - Englisch
by means of
THROUGH
with

All things were made by him; and without him was not any thing made that was made. - Her şey onun aracılığıyla var oldu ve var olan hiçbir şey onsuz olmadı.

Maria was bedridden. The only contact she had with the outside world was via the TV broadcasts. - Maria yatalaktı. Dışarıdaki dünyayla tek irtibatı televizyon yayınları aracılığıyla oluyordu.

via

Maria was bedridden. The only contact she had with the outside world was via the TV broadcasts. - Maria yatalaktı. Dışarıdaki dünyayla tek irtibatı televizyon yayınları aracılığıyla oluyordu.

over
aracılık
{i} mediation
aracılık
(Ticaret) brokering
aracılık
intervention
aracılık
mediations
aracılık
of mediation
aracılık
procuration
aracılık
mediatorship
aracılık
agency business
aracılık
intermediate trade
aracılık
mediation, intervention
aracılık
intercession; agency
aracılık
{i} agency
aracılık
{i} intercession
fotosentez aracılığıyla
(Biyoloji) photosynthetically
laboratuar aracılığıyla
(Tıp) laboratorially
muhbir aracılığıyla
(Kanun) by hand
trigonometri aracılığıyla
trigonometrically
Türkisch - Türkisch
Aracı olarak, bağlantı kurarak, vasıtasıyla, yoluyla
Aracılık
(Hukuk) VESATET
Aracılık
vasıta
aracılık
Aracının gördüğü iş, tavassut, vasıta: "Mustafa Kemal, Ali Fuat'ın aracılığını iyi karşılamamıştı."- F. R. Atay
aracılık
Aracının gördüğü iş, tavassut, vasıta
aracılığıyla
Favoriten