aracı

listen to the pronunciation of aracı
Türkisch - Englisch
intermediary
mediator
middleman
agent
go between
(marriage) broker
intermediate; mediatrix
mediator, go-between; intermediary
intercessor
interceder
woman mediator
mediator, go-between, intermediary; agent, broker, middleman
(Dilbilim) means

I reported to him by means of an SMS that he had to stop his work as soon as possible. - En kısa sürede işi durdurmak zorunda olduğunu bir SMS aracılığıyla bildirdim.

The telephone is a means of communication. - Telefon bir iletişim aracıdır.

(Ticaret) finder
broker

The U.S. Secretary of State is trying to broker a ceasefire between the warring parties. - ABD Dışişleri Bakanı, savaşan taraflar arasındaki ateşkes konusunda aracılık yapmaya çalışıyor.

(Askeri) cut out
contact

Tom contacted John through Mary. - Tom, Mary'nin aracılığıyla John'la temas kurdu.

Maria was bedridden. The only contact she had with the outside world was via the TV broadcasts. - Maria yatalaktı. Dışarıdaki dünyayla tek irtibatı televizyon yayınları aracılığıyla oluyordu.

(Ticaret) reseller
jobber
broker agent
go-between
inbetween
mediary
gangmaster
solicitor
gobetween
{i} intermediate
internuncio
intermediator
araç
vehicle

Fire engines have priority over other vehicles. - İtfaiye arabalarının diğer araçlara göre önceliği vardır.

Cats are often run over by moving vehicles. - Kediler genellikle hareketli araçlar tarafından ezilirler.

araç
{i} means

A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation. - Bir araba, bir bisiklet, bir uçak, bir tekne ve bir tren tümü ulaştırma araçlarıdır.

All possible means have been tried. - Mümkün olan tüm araçlar denendi.

aracı kuruluş
factor
aracı desteği
intermediary support
aracı komisyonu
factorage
aracı koymak
to appoint (someone) to be a/the mediator, make (someone) a/the mediator
aracı kullanan kişinin yeri
cab
aracı kârı
commission
aracı olmak
go between
aracı olmak
to mediate
arazi aracı
terrain vehicle
arazi aracı
4x4: a four-wheel automotive vehicle (as a pickup) equipped with four-wheel drive
araç ve personel çıkarma aracı
(Askeri) landing craft, vehicle, personnel
araç
appliance
araç
device
araç
mean

A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation. - Bir araba, bir bisiklet, bir uçak, bir tekne ve bir tren tümü ulaştırma araçlarıdır.

All possible means have been tried. - Mümkün olan tüm araçlar denendi.

araç
{i} instrument

The thermometer is an instrument for measuring temperature. - Termometre, sıcaklık ölçmek için bir araçtır.

Prosperity is only an instrument to be used, not a deity to be worshipped. - Refah, tapılacak bir tanrı değil, sadece kullanılacak bir araçtır.

araç
implement

These implements are in common use. - Bu araçlar ortak kullanımdadır.

araç
(Ticaret) equipment
araç
craft
araç
(Gıda,Teknik) agent
araç
(Askeri) carrier
araç
means to an end
araç
(Bilgisayar) mobile
araç
motor

Welcome to the world of motor vehicles. - Motorlu araçlar dünyasına hoş geldiniz.

Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists. - Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar.

binek aracı
passenger car
denetim aracı
(Kanun) audit tool
deniz aracı
vessel
dosya aracı
(Bilgisayar) handle
finansman aracı
(Ticaret) financing device
güvenlik aracı
(Otomotiv) safety-car
güvenlik aracı
(Otomotiv) safety car
hizmet aracı
(Askeri) service vehicle
ispat aracı
(Ticaret) proof
istif aracı
(Askeri) chisel truck
kademe aracı
(Askeri) stage vehicle
kalem aracı
(Bilgisayar) pencil tool
kargo aracı
(Askeri) cargo trailer
kitle iletişim aracı
(Ticaret) media
kitle iletişim aracı
(Basın) mass medium
makam aracı
official car
motorlu taşıt aracı
vehicle
pazarlama aracı
(Ticaret) marketing tool
sokak süpürme aracı
street sweeper
test aracı
(Askeri) test vehicle
test aracı
test tool
uzay aracı
space probe
uzay aracı
space craft
zırhlı muharebe aracı
(Askeri) armoured combat vehicle
araç
transport

We have no means of transportation. - Taşımacılık araçlarımız yok.

This place isn't convenient for public transportation. - Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.

araç
conveyance
araç
{i} tool

Man learned early to use tools. - İnsan araçları kullanmayı erken öğrendi.

A wrench is a commonly used tool. - Bir İngiliz anahtarı, yaygın olarak kullanılan bir araçtır.

baskı aracı
print tool
iklimleme aracı
vehicle air conditioning
insansız hava aracı
drone
itfaiye aracı
fire engine
nakil aracı
(Ticaret) means of transport
servis aracı
Service vehicle
zırhlı muharebe aracı
combat command vehicle
Balıkçılığı Yönlendirme Finansman Aracı
(Hukuk) Financial Instrument for Fisheries Guidance (FIFG)
Deniz Kuvvetleri Hava Harbi Merkezi, Hava Aracı Tümeni
(Askeri) Naval Air Warfare Center, Aircraft Division
Kuvvet Onaylama Aracı
(Askeri) Force Validation Tool
Müşterek Gözetleme ve Hedef Taarruz Radar Sistemi (JSTARS) hava aracı
(Askeri) joint surveillance, target attack radar system (JSTARS) aircraft
Müşterek Harekat Planlama Ve İdare Sistemi (JOPES) düzeltme aracı
(Askeri) Joint Operation Planning and Execution System (JOPES) editing tool
Optimum Rota Hava Aracı Haberleşmeme sistemi
(Askeri) Optimum Path Aircraft Routing System
amfibi taarruz aracı
(Askeri) amphibious assault vehicle
ana eğitim hava aracı envanteri
(Askeri) primary training aircraft inventory
araç
vehicular
araç
(Hukuk) instrument, vehicle
araç
medium; tool
araç
instrument; vehicle
araç
intended for or concerning vehicles (especially cars)
araç
instrument , tool
araç
means; tool, implement, apparatus, device, appliance; vehicle, transport
araç
{i} facility
araç
{i} medium

Television is a very important medium through which to provide information. - Televizyon bilgi sağlamak için çok önemli bir araçtır.

What's your favorite painting medium? - En sevdiğiniz boyama araçları nelerdir?

araç
instrumentality
araç
{i} organ
asker taşıma aracı
(Askeri) troop carrier
birlik eğitim aracı/eğitmeni; Evrensel Saat
(Askeri) unit trainer; Universal Time
cenaze aracı
(Askeri) funeral vehicle
demiryolu aracı
railroad car
deniz hava aracı deposu
(Askeri) naval aircraft depot
deniz kuvvetlerine özel zaruri donanma hava aracı
(Askeri) Navy-unique fleet essential aircraft
deniz-hava-kara timi (SEAL) sevk aracı; sualtı sevk aracı
(Askeri) sea-air-land team (SEAL) delivery vehicle; submerged delivery vehicle
destekli uçuş aracı
(Askeri) sustained flight vehicle
dikey iniş ve kalkış yapan insansız hava aracı
(Askeri) vertical takeoff and landing unmanned aerial vehicle
ekstra uzun menzilli hava aracı
(Askeri) extra-long-range aircraft
elips aracı
(Bilgisayar) ellipse tool
esas hava aracı yetkilendirmesi
(Askeri) primary aircraft authorization
felaket yardımı tepki timi; dinamik analiz ve yeniden planlama aracı
(Askeri) disaster assistance response team; dynamic analysis and replanning tool
geliştirilmiş lojistik muharebe sahası içi destek aracı
(Askeri) enhanced logistics intratheater support tool
geliştirilmiş uzatılabilir fırlatma aracı
(Askeri) evolved expendable launch vehicle
genel hizmet çıkarma aracı; fırlatma korrelasyon birliği
(Askeri) landing craft, utility; launch correlation unit
germe aracı
(Tekstil) clamping device
gezegen araştırma aracı
(Askeri) planetary probe
gezici kütüphane aracı
bookmobile
geçiş aracı
transit instrument
girişim aracı
interferometer
göresl imdat muhaberat aracı
(Askeri) visual distress signaling device
hareketli av aracı
(Denizbilim) mobile fishing gear
hava aracı
(Hukuk) aircraft, air vehicle
hava aracı hız düzeltme faktörü
(Askeri) aircraft speed correction factor
hava aracı taşıyıcısı olmayan gemilerden yapılan helikopter harekatları (USN yay
(Askeri) helicopter operations from ships other than aircraft carriers (USN publication)
hava aracı ve personelin taktik kurtarılması (Deniz Piyadeleri); taktikle ilgili
(Askeri) tactical recovery of aircraft and personnel (Marine Corps); tactical related applications; tanks, racks, adapters, and pylons; terrorism research and analysis program
hava yastıklı çıkarma aracı
(Askeri) landing craft air cushion
hava yastıklı çıkarma aracı fırlatma bölgesi
(Askeri) landing craft air cushion launch area
hava yastıklı çıkarma aracı çıkış noktası
(Askeri) landing craft air cushion departure point
hücum çıkarma aracı birliği
(Askeri) assault craft unit
hızlı sorgulama aracı
(Askeri) rapid query tool
ifade aracı
a means of expression
iletişim aracı
pulpit
insansız sulatı aracı
(Askeri) unmanned underwater vehicle
itfaiye aracı
(Otomotiv) firebrigade truck
kar temizleme aracı
snowplough
kar temizleme aracı
snowplow

The first snowplows were drawn by horses. - İlk kar temizleme aracı atlar tarafından çekildi.

The snowplow cleared the snow from the street. - Kar temizleme aracı caddeden karı temizledi.

karadaki azami hava aracı; karada intikal (hava aracı); çok uluslu gözlemci grub
(Askeri) maximum (aircraft) on ground; movement on ground (aircraft); multinational observer group
kişisel yüzme aracı
(Askeri) personal flotation device
komisyon / aracı ücreti
(Hukuk) commission
konteynır istif aracı
(Otomotiv) container handler
konumsal ayarlama; hassas hava aracı yönetimi
(Askeri) positional adjustment; precision aircraft direction
kredi aracı
(Ticaret) credit instrument
kurtarma aracı
breakdown truck
kurtarma aracı
towing truck
kurtarma aracı
breakdown van
kurtarma aracı
(Askeri) recovery vehicle
kurtarma aracı
salvage crane
kurtarma aracı
tow truck
kurtarma aracı
crash truck
kırım kurtarma aracı
(Askeri) wrecker vehicle
kısa menzilli hava aracı
(Askeri) short-range aircraft
kısa menzilli insansız hava aracı
(Askeri) short-range unmanned aerial vehicle
lojistik hava aracı
(Askeri) logistics aircraft
lojistik ikmal aracı
(Askeri) logistic supply vehicle
lojistik imkan ve kabiliyet değerlendirme aracı
(Askeri) logistics capability assessment tool
mekanize çıkarma aracı; malzemenin tedarikten elden çıkışa kadar yönetimi
(Askeri) landing craft, mechanized; life-cycle management
menkul değer aracı kurumu
(Ticaret) security brokerage
mermi imi aracı
(Bilgisayar) bullet tool
metin aracı
(Bilgisayar) text tool
microsoft kur aracı
(Bilgisayar) microsoft setup tool
milli hava indirme harekat merkezi (E-4B hava aracı)
(Askeri) national airborne operations center (E-4B aircraft)
motorlu deniz aracı
motor vessel
motorlu taşıt aracı
law motor vehicle
motorlu ulaştırma aracı
(Askeri) motor transport
motorlu ulaşım aracı
motor vehicle
oksijen tüplü dalma aracı
aqualung
otomobil nakliye aracı
car transporter
personel çıkarma aracı
(Askeri) landing craft personnel
polis aracı
(Otomotiv) police vehicle
seks aracı
sex object
sıhhi analiz aracı
(Askeri) medical analysis tool
sıhhiye aracı
(Askeri) medical vehicle
tahsis aracı
(Ticaret) rationing device
taktik Otomatik Dijital Ağ uydu dengelemesi arayüzü aracı
(Askeri) tactical Automatic Digital Network (AUTODIN) satellite compensation interface device
tank kurtarma aracı
(Askeri) tank recovery vehicle
tank çıkarma aracı
(Askeri) landing craft tank
terminal aracı
(Askeri) terminal vehicle
top nakil aracı
(Askeri) transport wagon
transfer aracı
transfer car
ufuk açısı jiroskopik hafif araştırma aracı
(Askeri) survey instrument azimuth gyroscope lightweight
ulaşım aracı
means of transport
uydu aracı
(Askeri) satellite vehicle
uzay aracı
spaceship

This new spacecraft is over twice as fast as previous spaceships. - Bu yeni uzay aracı önceki uzay gemilerinden iki kat daha hızlı.

uzay aracı
space vehicle
uzay aracı
spacecraft, spaceship
uzay aracı
spacecraft

A Soviet spacecraft reached Venus' atmosphere in 1967, but lost communication with our planet just when it came close. - Bir Sovyet uzay aracı 1967 yılında Venüs atmosferine ulaştı, ama yaklaştığında gezegenimizle iletişimi kayboldu.

The Russian Soyuz spacecraft has docked at the International Space Station. - Rus Soyuz uzay aracı Uluslararası Uzay İstasyonu'na kenetlendi.

uzay aracı mürettebatı
pay load
uzun menzilli deniz kurtarma aracı; geri getirilebilir araç; değişebilir anahtar
(Askeri) long-range seagoing rescue vessel; reentry vehicle; rekeying variable; rendezvous
uzun mesafeli insansız hava aracı
(Askeri) endurance unmanned aerial vehicle
uzun mesafeli nakliyat çer aracı
(Askeri) line-haul tractor
uçak kokpit videosu; hava yastıklı araç; zırhlı muharebe aracı
(Askeri) aircraft cockpit video; air cushion vehicle; armored combat vehicle
uçak, hava aracı
(Askeri) aircraft
veri toplama aracı
(Askeri) data collection device
windows raporlama aracı
windows reporting tool
yakın menzilli insansız hava aracı
(Askeri) close-range unmanned aerial vehicle
yayın aracı
mobile control room
yeni aracı
(Bilgisayar) new agent
yeni topluluk aracı
(Hukuk) new community instrument (NCI)
yer/araç lazerli yer bulma aracı
(Askeri) ground/vehicle laser locator designator
yolcu taşıma aracı
carryall
yön verme aracı
sighting device
zırhlı askeri kara aracı
(Askeri) armoured military vehicle
zırhlı havan aracı
(Askeri) armoured mortar vehicle
zırhlı istihkam aracı
(Askeri) armoured engineer vehicle
zırhlı keşif aracı
(Askeri) armoured recce vehicle
zırhlı keşif aracı
(Askeri) scout car
zırhlı personel aracı
(Askeri) armoured personnel vehicle
zırhlı savaş aracı
(Askeri) armored fighting vehicle
zırhlı savaş aracı
(Askeri) armored combat vehicle
zırhlı tow aracı
(Askeri) armoured tow vehicle
çok uzun menzili hava aracı
(Askeri) very-long-range aircraft
Türkisch - Türkisch
Ara bulucu. İki şey arasında, bağlantı kuran kimse, vasıta. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt. İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği
iki kişi ya da iki taraf arasında bağlantı kuran ve uzlaşma sağlayan kimse
İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği, faktorink
Uzlaştıran, anlaşma sağlayan kimse
Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt
mutavassıt
komprador
vasıta
aracı banka
Kredi kullanma işlemlerinde bir başka banka adına işlemleri yapan banka
arazi aracı
Her türlü arazide kullanılabilecek biçim ve güçte yapılmış motorlu araç
Araç
pusat
Araç
vasıta
araç
Bir sonuca ulaşmak için kullanılan şey
araç
Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta
araç
Bir şeye ulaşmak, bir şeyi elde etmek için yararlanılan kimse veya şey
araç
Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta, gücünden yararlanılan nesne
araç
Taşıt: "Taşıt araçlarına hiç binmez, yaz kış asker postalları ile kilometrelerce yolu yaya yürürdü."- H. Taner
araç
Taşıt
itfaiye aracı
Yangın söndürmek üzere özel olarak donatılmış motorlu araçlar
kurtarma aracı
Trafikte arızalanan, kaza geçiren aracı yerinden kaldırıp istenilen yere götüren özel donanımlı motorlu araç, kurtarıcı
servis aracı
Servis arabası
aracı
Favoriten