ara verme

listen to the pronunciation of ara verme
Türkisch - Englisch
{i} pause

We should sometimes pause to think. - Düşünmek için bazen ara vermeliyiz.

prorogation
cessation
(Ticaret) marginal release
(Sigorta) contribution holiday
break

He never breaks his habit. - O asla alışkanlığına ara vermez.

She spoke for 30 minutes without a break. - O, ara vermeden 30 dakika boyunca konuştu.

recess
{i} suspension
{i} relief
{i} solution
ara vermek
have a break
ara vermek
pause
ara verme komutu
breakpoint instruction
ara verme noktası
breakpoint
ara verme simgesi
breakpoint symbol
ara vermek
{f} suspend
ara vermek
interrupt

I didn't want to interrupt the discussion. - Görüşmeye ara vermek istemedim.

ara vermek
space
ara vermek
have break
ara vermek
take a break

I want to take a break. - Ara vermek istiyorum.

I don't have time to take a break. - Ara vermek için vaktim yok.

ara vermek
adjourn
ara ver
interrupt

I didn't want to interrupt the discussion. - Görüşmeye ara vermek istemedim.

He interrupted his work to answer the phone. - Telefona cevap vermek için işine ara verdi.

ara ver
intermit
ara ver
take a break

I want you to take a break. - Ara vermeni istiyorum.

I want to take a break. - Ara vermek istiyorum.

ara vermek
interspace
ara vermek
rest
ara vermek
recess
ara vermek
intermit
ara vermek
be on a break
ara vermek
lie off
ara vermek
prorogue
ara vermek
discontinue
ara vermek
a) to have break, to have a breather, to rest, to pause, to adjourn b) to discontinue
ara vermek
surcease
ara vermek
lay off
ara vermek
to take a break (from), stop doing (something) for a while
ara vermek
space out
ara vermek
make a pause
ara vermek
lay over
ara vermek
remit
ara vermek
break

I want to take a break. - Ara vermek istiyorum.

I don't have time to take a break. - Ara vermek için vaktim yok.

konuşmaya ara verme
a truce to talking
üretime ara verme
vacation shutdown
Türkisch - Türkisch

Definition von ara verme im Türkisch Türkisch wörterbuch

Ara vermek
durmak
ara verme
Favoriten