araştırma

listen to the pronunciation of araştırma
Türkisch - Englisch
survey

This survey is too long to finish quickly. - Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.

Their research used a survey method. - Onların araştırması bir anket yöntemi kullandı.

search

All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region. - Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.

I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search. - Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.

research

The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research. - Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.

The chief engineer did research hand in hand with his assistant. - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.

investigation

Recent investigations have demonstrated that the application of Emmet's theory is not always without defects. - Son araştırmaların gösterdiğine göre, Emmet'in teorisinin uygulanması her zaman kusursuz değildir.

How is the investigation's going? - Araştırma nasıl gidiyor?

{i} study

If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries. - Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.

A public opinion study was made in 1937. - 1937'de bir kamu oyu araştırması yapıldı.

investigative

Tom is an investigative journalist. - Tom bir araştırmacı gazetecidir.

Tom is an investigative reporter. - Tom bir araştırmacı muhabirdir.

inquiry

This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry. - Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.

probe
quest

He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth. - O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.

The boy succeeded in his quest, guided by the spirit of a squirrel. - Bir sincap ruhu tarafından yönlendirilen çocuk araştırmasında başarılı olmuştu.

exploration

From the standpoint of ecology, Antarctica should be reserved solely for research, not for tourism or for commercial exploration. - Ekoloji açısından, Antarktika turizm için ya da ticari keşif için değil, sadece araştırma için korunmalıdır.

explorative
(Hukuk) investigation, research
checkup; discourse
disquisition
inquisitorial
of research

This technology will open up a whole new avenue of research. - Bu teknoloji araştırma ile ilgili yepyeni bir cadde açacaktır.

What kind of research does the organization do? - Organizasyon ne tür araştırma yapar?

checkback
exploratory
pursuit
inquiries
ascertainment
checkover
inquisitional
research, investigation, inquiry, exploration, study, search
reconnoiter
prospecting
reconnoitre
(Ticaret) observation
examination
{i} surveying
scrutiny
hunting
to research
{i} discourse
{i} review
{i} checkup
araştırmak
search

We don't have time to search every room carefully. - Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.

He came to Tokyo in search of employment. - İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.

araştırmak
{f} investigate

You have to investigate that problem. - O sorunu araştırmak zorundasın.

It is not my purpose to investigate the impact of Emmet's theory on biology. - Amacım Emmet'in teorisinin biyolojiye olan etkisini araştırmak değildir.

araştırma ekibi
research team
araştırma görevlisi
Researcher
araştırma kavramı
notion of research
araştırma sistemi
research system
araştırma sonuçları
research results
araştırma yapma
research
araştırma yapmak
Make a research
araştırma yapılmaktadır
searches are ongoing
Araştırma ve Geliştirme Avrupa Komitesi
(Hukuk) European Research and Development Committee (ERDC)
Araştırma ve Özel Programlar İdaresi
(Askeri) Research and Special Programs Administration
Araştırma–Geliştirme Politikası
(Hukuk) (Ar-Ge) Research and Development (R&D) Policy
araştırma delmesi
prospection drilling
araştırma filmi
research film
araştırma grubu
study group
araştırma görevlisi
researcher (a title which appertains to a particular academic rank within a university faculty)
araştırma ile ilgili
explorative
araştırma ile ilgili
exploratory
araştırma istasyonu
research station
araştırma konusu
study
araştırma kuyusu
prospect shaft
araştırma laboratuvarı
research laboratory
araştırma merkezi
research center
araştırma programı
research programme
araştırma sondajı
prospection drilling
araştırma ve ziyaret yerleri
(Hukuk) places - visit and search
araştırma yapma hakkı
right of search
araştırma yapmak
shop around
araştırma yazısı
tracer
araştırma yazısı
tracer composition
araştırma yöntemi
investigation method
araştırma, değerlendirme ve sistem analizi
(Askeri) research, evaluation, and system analysis
araştırma, geliştirme ve tedarik
(Askeri) research, development, and acquisition
araştırma, geliştirme, deneme ve değerlendirme
(Askeri) research, development, test and evaluation
araştırma, irtibat ve keşif partisi
(Askeri) survey, liaison, and reconnaissance party
Arazi Koruma Araştırma Enstitüsü
(Hukuk) Plant Protection Research Institutes
Arazi Koruma Merkezi Araştırma Enstitüsü
(Hukuk) Plant Protection Central Research Institute
araştırmak
seek
araştırmak
study

The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world. - Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.

Professor Kay has been studying insects for forty years. - Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.

araştırmak
inquire
araştırma yapmak
{f} research

I have to do a little research. - Biraz araştırma yapmak zorundayım.

They asked a medical expert to do more research. - Onlar daha fazla araştırma yapmak için bir tıp uzmanı istedi.

araştır
{f} quest

I'm doing some history research and would like to ask you a few questions. - Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.

He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth. - O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.

araştır
probing
araştırma yapmak
{f} shop
araştırmak
{f} shop
araştırmak
look into

The government has set up a committee to look into the problem. - Hükümet, sorunu araştırmak için bir komite kurdu.

Private detectives were hired to look into the strange case. - Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.

araştırmak
quest for
araştırmak
{f} analyze
araştırmak
{f} forage
araştırmak
delve into
araştırmak
check into
araştırmak
(deyim) check someone out
araştır
(Bilgisayar) investigate

They are going to investigate the affair. - Onlar olayı araştıracak.

The capable detective was assigned to investigate the cause of the tragedy. - Yetenekli dedektif trajedinin nedenini araştırmak üzere atanmıştır.

araştırma yapmak
investigate
araştırma yapmak
probe
araştırmak
prospect
araştırmak
follow up
araştırmak
go through

I don't want to go through this again. - Bunu tekrar araştırmak istemiyorum.

araştırmak
{f} dig
araştırmalar
enquiries
betimleyici araştırma
descriptive research
betimsel araştırma
descriptive research
bilimsel araştırma
(Askeri) research
biyolojik araştırma
(Biyoloji) biological research
deneysel araştırma
experimental research
deneysel araştırma
experimental investigation
ilmi araştırma
scientific research
jeolojik araştırma
(Askeri,Jeoloji) geological survey
maden araştırma
prospection
psikolojik araştırma
(Pisikoloji, Ruhbilim) psychological research
sismik araştırma
(Coğrafya) seismic exploration
tıbbi araştırma
(Tıp) medical research
araştır
{f} research

The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research. - Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.

The chief engineer did research hand in hand with his assistant. - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.

araştır
make a survey of
araştır
inquire

He says he will inquire into the matter. - Konuyu araştıracağını söylüyor.

araştır
{f} ferret
araştır
look into

I will look into the matter. - Konuyu araştıracağız.

Tom began to look into the problem as soon as Mary brought it to his attention. - Tom, Mary onun dikkatini çeker çekmez sorunu araştırmaya başladı.

araştırma yapmak
conduct a research
araştırmak
look around
araştırmak
hunt
araştırmak
probe
araştırmak
explore
araştırmak
research

I'd really like more time to research this. - Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.

araştırmak
test
araştırmak
sift
araştırmak
check up on
araştırmak
go into
araştırmak
quest
araştırmak
poke about
araştırmak
ferret out
araştırmak
ascertain
(puy) f. araştırma, arama
(PUY) f. research, search
araştırma yapmak
do research

He was awarded a scholarship to do research for the foundation. - O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.

araştırmak
looking into
araştırmak
ferret
araştırmalar
surveys
araştırmalar
inquiries
A.B.D. Gelişmiş Savunma Araştırma Projeleri Kuruluşu
(Askeri) Defense Advanced Research Projects Agency
Altıncı Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Çerçeve Programı
(Hukuk) The Sixth Research and Technological Development Framework Programme
Avrupa Araştırma Alanı
(Hukuk) European Research Area (ERA)
Avrupa Bilimsel ve Teknik Araştırma Alanında İşbirliği
(Hukuk) European Cooperation in the Field of Scientific and Technical Research (COST)
Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü
(Hukuk) European Organization for Nuclear Research (CERN)
BM Eğitim ve Araştırma Enstitüsü
(Askeri) United Nations Institute for Training and Research
Bilimsel ve Teknik Araştırma Komitesi
(Hukuk) Scientific and Technical Research Committee (CREST)
Birleşik Devletler (US) Kara Kuvvetleri Tıbbi Araştırma Ve Malzeme Komutanlığı
(Askeri) US Army Medical Research and Materiel Command
Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Bulaşıcı Hastalıklar Tıbbi Araştırma Enstitüs
(Askeri) US Army Medical Research Institute of Infectious Diseases
Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Kimyasal Savunma Tıbbi Araştırma Enstitüsü
(Askeri) US Army Medical Research Institute for Chemical Defense
Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Kriminal Araştırma Komutanlığı
(Askeri) United States Army Criminal Investigations Command
Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Tıbbi Araştırma ve Malzeme Komutanlığı
(Askeri) US Army Medical Research and Materiel Command
Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü
(Hukuk) United Nations Institute for Training and Research
Biyolojik Savunma Araştırma Programı
(Askeri) Biological Defense Research Program
Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi
(Askeri) Naval Criminal Investigative Service
Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi bölge ofisi
(Askeri) Naval Criminal Investigative Service regional office
Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi daimi birliği
(Askeri) Naval Criminal Investigative Service resident unit
Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi daimi temsilcisi
(Askeri) Naval Criminal Investigative Service resident agent
Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Bürosu
(Askeri) Bureau of Intelligence and Research, Department of State
Federal araştırma bürosu
Federal Bureau of Investigation
Hava Kuvvetleri Özel Araştırma Bürosu
(Askeri) Air Force Office of Special Investigations
Ortak Araştırma Merkezi
(Hukuk) (OAM) Joint Research Centre
Savunma Araştırma ve İstihkam Müsteşarı
(Askeri) (R&E) Under Secretary of Defense for Research and Engineering
Silahlı Kuvvetler Radyobiyoloji Araştırma Enstitüsü
(Askeri) Armed Forces Radiobiology Research Institute
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
(Hukuk) (TÜBİTAK) Scientific and Technical Research Council of Turkey
acil durum araştırma ve kurtarma biykını
(Askeri) emergency locator beacon
araştır
probe
araştır
(Biyoloji) explore

In 1497, John Cabot explored Canada. - 1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.

The geologists explored for oil on our farm. - Jeologlar çiftliğimizde petrol için araştırma yaptılar.

araştır
snoop
araştırma yapmak
{f} reconnoiter
araştırma yapmak
rummage about
araştırma yapmak
dredge for
araştırmak
(Hukuk) to investigate, explore
araştırmak
ferret about
araştırmak
research into
araştırmak
hunt after
araştırmak
inquire into
araştırmak
fish
araştırmak
dredge for
araştırmak
dig up
araştırmak
cast about
araştırmak
analyse
araştırmak
cast around
araştırmak
fish around
araştırmak
to search, to seek, to investigate, to inquire, to explore, to research, to hunt, to study, to look into, to delve in/into
araştırmak
research on
araştırmak
to investigate, explore, research, study, do research on
araştırmak
check up
araştırmak
{f} sound
araştırmak
{f} sum up
araştırmak
vet
araştırmak
{f} poke
araştırmak
hunt out
araştırmak
shop for
araştırmak
make a study of
araştırmak
{f} survey
araştırmak
seek after
araştırmak
hunt up
araştırmak
{f} rummage
araştırmak
{f} quarry
araştırmak
(deyim) check sth. out
araştırmak
dredge up
araştırmak
seek for
araştırmak
{f} rout
araştırmak
{f} rake
araştırmak
drag up
araştırmak
{f} root
araştırmalar
studies

Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness. - Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.

Recent studies suggest that this is not the case. - Son zamanlarda yapılan araştırmalar davanın bu olmadığını göstermektedir.

askeri kriminal araştırma teşkilatı
(Askeri) military criminal investigation organization
bilimsel araştırma
scientific research
bilimsel araştırma gemisi
(Denizbilim) scientific research vessel
bilimsel ve teknolojik araştırma alanında Avrupa işbirliği
(Hukuk) European cooperation on scientific and technical research (COST)
denizaltı harbi harekat araştırma dairesi
(Askeri) submarine warfare operations research division
deprem araştırma dairesi
earthquake research center
deprem araştırma dairesi
earthquake research department
derin araştırma
in-depth research
derin araştırma
deep prospecting
derinlemesine araştırma
probe
doğruluğunu araştırma
(Hukuk) verification
ekolojik araştırma
(Askeri) ecological survey
elektriksel araştırma
(Elektrik, Elektronik) electrical survey
enlemesine araştırma
(Pisikoloji, Ruhbilim) cross-sectional study
erişilebilir bütün araştırma alanı
(Askeri) total attainable search area
excel araştırma sürümü
(Bilgisayar) excel research version
felsefi araştırma
philosophical investigation
gezegen araştırma aracı
(Askeri) planetary probe
Türkisch - Türkisch
Tetebbu
Bilim ve sanatla ilgili olarak yapılan yöntemli çalışma
Araştırmak işi, taharri
araştırı
istikşaf
(Osmanlı Dönemi) AMAR
araştırma filmi
Herhangi bir bilimsel araştırmada alıcının salt bir kayıt aracı olarak kullanılmasıyla elde edilen film
araştırma görevlisi
Yüksek öğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen görevleri yapan öğretim yardımcısı, asistan
Araştırmak
(Osmanlı Dönemi) RÜ'YET
Araştırmak
taharri etmek
Araştırmak
deşelemek
araştırmak
Bilimde ve sanatta yöntemli çalışmalar yapmak: "Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak."- Anayasa
araştırmak
Bir gerçeği ortaya çıkarmak için aramalarda bulunmak, sormak, soruşturmak
araştırmak
Bilimde ve sanatta yöntemli çalışmalar yapmak
araştırmak
Birini veya bir şeyi bulmak için bir yeri gözden geçirmek
araştırmak
(Osmanlı Dönemi) taharri
araştırma
Favoriten