O, muhtemelen iyi olacak.
- It is likely to be fine.
Onun muhtemelen olmayacağını benim bildiğim kadar iyi biliyorsun.
- You know as well as I do that that isn't likely to happen.
Bu gece soğuk olması muhtemel, bu yüzden ekstra bir battaniyeye ihtiyacın var.
- It's likely to get cold tonight, so you may need an extra blanket.
Tom'un onu kasten yapmış olması muhtemel.
- It's likely that Tom did it on purpose.
Bu neredeyse hiç uygun değil.
- That's hardly likely.
Zamanında varma olasılığımız var mı?
- Are we likely to arrive in time?
Polisler Tom'un kendisini öldürmüş olma olasılığını düşünmediler.
- The police didn't think it was likely that Tom had killed himself.
Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
- I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Evlerin bodrumlarının sorunları olması muhtemeldir.
- The basements of the houses are likely to have problems.
Galiba bu kitabı okumaya sene sonuna kadar devam edeceğiz.
- We're likely to continue reading this book up to the end of the year.
Tom muhtemelen mantıklı olacaktır.
- Tom will likely be reasonable.
Tom muhtemelen mantıklı olacak.
- Tom is likely to be sensible.
O, muhtemelen bu oyunu kazanır.
- He is likely to win this game.
Tom muhtemelen 2.30'dan önce varacaktır.
- Tom is likely to arrive before 2:30.