appropriate; believable; having a good potential

listen to the pronunciation of appropriate; believable; having a good potential
Englisch - Türkisch

Definition von appropriate; believable; having a good potential im Englisch Türkisch wörterbuch

likely
{s} geleceği parlak: a likely candidate geleceği parlak bir
likely
belki
likely
önemsiz
likely
inanılır
likely
iyi

O, muhtemelen iyi olacak. - It is likely to be fine.

Onun muhtemelen olmayacağını benim bildiğim kadar iyi biliyorsun. - You know as well as I do that that isn't likely to happen.

likely
geleceği parlak
likely
olması muhtemel

Bu gece soğuk olması muhtemel, bu yüzden ekstra bir battaniyeye ihtiyacın var. - It's likely to get cold tonight, so you may need an extra blanket.

Tom'un onu kasten yapmış olması muhtemel. - It's likely that Tom did it on purpose.

likely
uygun

Bu neredeyse hiç uygun değil. - That's hardly likely.

likely
olası

Zamanında varma olasılığımız var mı? - Are we likely to arrive in time?

Polisler Tom'un kendisini öldürmüş olma olasılığını düşünmediler. - The police didn't think it was likely that Tom had killed himself.

likely
muhtemel

Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum. - I think that it likely that there was a major fault in the lookout.

Evlerin bodrumlarının sorunları olması muhtemeldir. - The basements of the houses are likely to have problems.

likely
münasip/muhtemel
likely
galiba

Galiba bu kitabı okumaya sene sonuna kadar devam edeceğiz. - We're likely to continue reading this book up to the end of the year.

likely
{s} inandırıcı
likely
{s} mantıklı

Tom muhtemelen mantıklı olacaktır. - Tom will likely be reasonable.

Tom muhtemelen mantıklı olacak. - Tom is likely to be sensible.

likely
muhtemelen

O, muhtemelen bu oyunu kazanır. - He is likely to win this game.

Tom muhtemelen 2.30'dan önce varacaktır. - Tom is likely to arrive before 2:30.

likely
(zarf) büyük ihtimalle, muhtemelen, galiba
Englisch - Englisch
likely
appropriate; believable; having a good potential
Favoriten