Sana lokal anestezi ilacı verdik.
- I've given you a local anesthetic.
Sana lokal anastezi uygulayacağım.
- I'll give you a local anesthetic.
Nepalce'nin yerel adı नेपाली'dir.
- The local name of Nepali is नेपाली.
Gotland'te kirpi, yerel bir semboldür.
- The hedgehog on Gotland is a local symbol.
Yerel sakinler şok içinde.
- Local residents are in a state of shock.
O, yöre sakini bir çocukla evlendi.
- She married a local boy.
Yerel yönetim tüm barları ve salonları kapattı.
- The local government closed all bars and saloons.
Tom yerel bir bardaydı.
- Tom was in a local bar.