Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı.
- Tom had plenty of chances to apologize, but he didn't.
Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.
- There is nothing to do but apologize.
Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
- I apologize that I'm not able to give a better reference to this work.
Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
- I don't have to apologize for what I said.
My correspondent apologized for not answering my letter.
... hopefully we'll be able to put it on your screen at home. [pause] Apologize for the ...
... But I will never apologize for making sure that we have ...