Telleri ayırmak zorunda kalacağız.
- We'll have to separate the wires.
Çöpü ayırmak önemlidir.
- It's important to separate the rubbish.
Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.
- This is important enough for separate treatment.
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
- Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Dil kültürden ayrılmaz.
- You can't separate language from culture.
Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.
- Tom asked me how long my parents had been married before they separated.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
- We must separate politics from religion.
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
- It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır.
- The Karakoram separates China from Pakistan.
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
- The English Channel separates England and France.