O, annesinin tavsiyesini göz önünde tutmalıdır.
- She should take into consideration the advice of her mother.
Bu dikkatli bir değerlendirme gerektirir.
- That requires careful consideration.
Sorun düşünmeye değmez.
- The problem is not worth consideration.
Yeni metot epeyce düşünmeye değer.
- The new method is well worth consideration.
Gerçeği dikkate almalısın.
- You must take the fact into consideration.
Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
- Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
- Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
Her şeyi dikkate aldım.
- I have taken everything into consideration.