Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
- The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.
- When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.
Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var.
- We have specific proof of your innocence.
Köpeğinizi her gün belirli bir zamanda beslemenin en iyisi olduğunu duydum.
- I've heard that it is best to always feed your dog at a specific time every day.
Tom daha spesifik olmalı.
- Tom needs to be more specific.
O senin için yeterince spesifik mi?
- Is that specific enough for you?
Özellikli bilgi istiyorum.
- I want specific information.
Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.
- When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.
Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
- The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.