O, onun öldürülüşüne tanıklık etti.
- She witnessed him being killed.
O, ışığa sadece bir tanık gibi geldi.
- He came only as a witness to the light.
Yakındaki bir okulda birçok çocuk uçak kazasına şahit oldu.
- Many children at a nearby school witnessed the plane crash.
Aslında trafik kazasına şahit olmadım.
- Actually, I did not witness the traffic accident.
O, onun öldürülüşüne tanıklık etti.
- She witnessed him being killed.
O cinayete tanıklık etti.
- He witnessed the murder.