any particular extent of surface, especially an empty or unused extent

listen to the pronunciation of any particular extent of surface, especially an empty or unused extent
Englisch - Türkisch

Definition von any particular extent of surface, especially an empty or unused extent im Englisch Türkisch wörterbuch

area
alan

Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi. - Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar. - After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.

area
{i} bölge

Bölgenizdeki ortalama bir evin değeri nedir? - What is the value of an average home in your area?

Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi. - After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager.

area
saha

Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir. - Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.

Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük. - This area is as big as a football pitch.

area
civar

Bu civardaki alan bombalandı. - The area around here was bombed.

Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun? - Do you know the name of the most successful military man from this area?

area
yöre
area
(Matematik) yüzölçü
area
yüzey
area
boşluk
area
(İnşaat) alan, yer
area
{i} 1. alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
area
{i} harekât bölgesi
area
(Anatomi) alan,saha örn: area poplitea
area
mesaha
area
{i} bodrum girişi
area
{i} yüzölçümü
area
alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
Englisch - Englisch
area

The photo is a little dark in that area.

any particular extent of surface, especially an empty or unused extent

    Silbentrennung

    a·ny par·ti·cu·lar ex·tent of surface, es·pe·cial·ly an emp·ty or un·used ex·tent

    Aussprache

Favoriten