Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.
- Tom is better at science than anyone else in his class.
İşi herkesten daha iyi yaptı.
- He did the work better than anyone else.
Sen Tom hakkında başka herkesten daha çok biliyorsun.
- You know more about Tom than anyone else does.
Tom başka herkesten önce oradaydı.
- Tom was there before anyone else.
I haven't seen anyone else here besides you and me.