O, onu iskeleden itti.
- She pushed him off the pier.
Tom iskelenin sonuna kadar yürüdü.
- Tom walked to the end of the pier.
Sen hiç rıhtım gördün mü?
- Have you ever seen a pier?
Tom ayaklarını suya sarkıtarak iskelede oturdu.
- Tom sat on the pier, dangling his feet in the water.
Tom ayakları suda iskelede oturdu.
- Tom sat on the pier with his feet in the water.