anxious; solicitous; concerned

listen to the pronunciation of anxious; solicitous; concerned
Englisch - Türkisch

Definition von anxious; solicitous; concerned im Englisch Türkisch wörterbuch

thoughtful
düşünceli

Yüzünde düşünceli bir görünüm vardı. - She had a thoughtful look on her face.

O, çok düşünceli bir kişidir. - He is a very thoughtful person.

thoughtful
başkalarını düşünen
thoughtful
anlayışlı

Tom'un düşünceleri anlayışlıydı. - Tom's ideas were thoughtful.

thoughtful
nazik

O, nazik ve düşünceli bir adamdır. - He's a kind and thoughtful man.

Yaşlı adam nazik bir şekilde sakalını sıvazladı. - The old man stroked his beard thoughtfully.

thoughtful
düşünceye dalmış
thoughtful
{s} özenli

Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at. - Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.

thoughtful
{s} dikkatli

Güvenliğiniz hakkında daha dikkatli olmalısın. - You should be more thoughtful of your safety.

thoughtful
saygılı

Tom saygılı bir biçimde gülümsedi. - Tom smiled thoughtfully.

thoughtful
thoughtfulnessdüşüncelilik
thoughtful
incelikle
thoughtful
nazikçe
thoughtful
{s} dalgın
thoughtful
nezaket
thoughtful
başkasını düşünür
Englisch - Englisch
thoughtful
anxious; concerned
{s} worried
anxious; solicitous; concerned
Favoriten