İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
Tom'un fikirlerinin buralarda fazla ağırlığı yoktur.
- Tom's opinions don't carry much weight around here.
Bütün plân sadece onun kişisel görüşleri üzerine kurulu.
- The whole plan is only based on his personal opinions.
O, her zaman karısının görüşlerine değer verir.
- He always values his wife's opinions.
Roma'da bütün görülecek yerleri bir günde görmek imkansızdır.
- It's impossible to see all the sights in Rome in one day.
Çoğu öğrenci okul gezilerinde Kyoto'nun görülmeye değer yerlerini geziyorlar.
- Most students do the sights of Kyoto on their school excursion.
Yarın yaklaşık bu zaman Osaka'nın görülmeye değer yerlerini geziyor olacağız.
- We will be doing the sights of Osaka about this time tomorrow.
Bu planları erteleyeceğiz.
- We'll put these plans on ice.
Kongre tarafından yapılan planlara uyuyorum.
- I'm following the plans made by congress.
Bunlar tamamen farklı düşünceler.
- These are completely different opinions.
Kendi düşüncelerimi ifade etme hakkım var.
- I have the right to express my own opinions.