Tom bileğini burktu ve o şişti.
- Tom twisted his ankle and it swelled up.
Benim küçük parmağım şişti.
- My little finger is swollen.
Ayakkabıların çok küçük olduğu için ayakların şişmiş.
- Your feet are swollen because your shoes are too small.
Her iki ayağım da şişmiş.
- Both my feet are swollen.
Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu.
- His eye was swollen and his nose was bleeding.