Sebepler sıralanırken kullanılır: İ don´t want to go. For öne thing it´s too cold, and for another İ´m tired. Gitmek istemiyorum. Evvela dışarısı fazla soğuk, ayrıca yorgunum
bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek: She compensates for her occasional rudenesses by frequently making us laugh. Bizi sık sık güldürerek arasıra yaptığı kabalıkları telafi ediyor
1. iki kişiyi/şeyi karşı karşıya getirip dövüştürmek/yarıştırmak. 2. (iki şey) birbiriyle yarışmak/boy ölçüşmek: Zeki´s pitted his brains against Yavuz´s brawn. Zeki´nin zekâsıyla Yavuz´un kuvvetli cüssesi çarpışıyor