It is abnormal to eat so much.
- Çok yemek anormaldir.
There is nothing abnormal in having a child around forty.
- 40'lı yaslarda çocuk sahibi olmanın anormal bir tarafı yok.
Tom looked pretty freaked.
- Tom oldukça anormal görünüyordu.
It's not unusual for Tom to be late.
- Tom'un geç kalması anormal değil.
Layla was feeling a bit unusual.
- Leyla kendini biraz anormal hissediyordu.
Sami had deviant thoughts.
- Sami'nin anormal düşünceleri vardı.
The price of real estate has been rising abnormally in Japan.
- Japonya'da gayrimenkul fiyatları anormal bir biçimde artıyor.