Joan kız kardeşi kadar çekici.
- Joan is as charming as her sister.
Ne çekici bir kızsın!
- What a charming girl you are!
Ne cazibeli bir çift!
- What a charming couple!
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
O büyüleyici bir kadındır.
- She is a charming woman.
Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.
- Our neighbour bought himself a charming horse.
Çocukların çok sevimli!
- Your children are so charming!
Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- My brother gave me a charming baby doll.
Şu bebeğin büyüleyici gözleri var.
- That baby has charming eyes.
Tom büyüleyici ve dayanılmaz.
- Tom is charming and irresistible.
We must learn to meet adversity gracefully.
- Wir müssen lernen, Widrigkeiten anmutig zu begegnen.
She always conducted herself honorably and gracefully.
- Sie benahm sich immer ehrenhaft und anmutig.