O, zamanında varmak için koştu.
- He ran, so as to arrive on time.
Öğleden sonra erken saatlerde Kennedy Havaalanına varmak istiyorum.
- I want to arrive at Kennedy Airport early in the afternoon.
İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar!
- Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!
Erken gelmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to arrive early.
Ben gelmek istiyorum.
- I would like to arrive.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
Dün Tokyo'ya ulaştım.
- Yesterday I arrived in Tokyo.