anlaşmazlik

listen to the pronunciation of anlaşmazlik
Türkisch - Englisch

Definition von anlaşmazlik im Türkisch Englisch wörterbuch

anlaşmazlık
conflict

There had never been a conflict between Dan and Linda. - Dan ve Linda arasında bir anlaşmazlık vardı.

The conflict escalates. - Anlaşmazlık tırmanıyor.

anlaşmazlık
disagreement

Tom and I had a disagreement. - Tom ve ben bir anlaşmazlık yaşadık.

The disagreement between the union and management could lead to a strike. - Sendika ve yönetim arasındaki anlaşmazlık bir greve yol açabilir.

anlaşmazlık
controversy

There was a controversy about the location of the new school. - Yeni okulun yeri ile ilgili anlaşmazlık vardı.

anlaşmazlık
friction
anlaşmazlık
(Hukuk) dispute

There was a dispute about our bill. - Yasa tasarımız hakkında bir anlaşmazlık vardı.

Industrial disputes are still a problem. - Endüstriyel anlaşmazlıklar hala bir sorundur.

anlaşmazlık
run in
anlaşmazlık
quarrel
anlaşmazlık
disagreement, incompatibility
anlaşmazlık
mix up
anlaşmazlık
disaccord
anlaşmazlık
discord

There's been a lot of discord in the office lately. - Son zamanlarda ofiste birçok anlaşmazlık oldu.

anlaşmazlık
dissension
anlaşmazlık
division; embroilment
anlaşmazlık
incompatiblity
anlaşmazlık
disagreement, misunderstanding, conflict, dispute, discord, difference, friction
anlaşmazlık
discordance
anlaşmazlık
strife
anlaşmazlık
disunion
anlaşmazlık
odds

He is always at odds with his boss. - O her zaman patronuyla anlaşmazlık içinde.

After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again. - Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.

anlaşmazlık
fight
anlaşmazlık
divided counsel
anlaşmazlık
imbroglio
anlaşmazlık
disunity
anlaşmazlık
ambiguity
anlaşmazlık
dissent
anlaşmazlık
rift

A deep rift opened up between them. - Onlar arasında derin bir anlaşmazlık açıldı.

anlaşmazlık
nonviolent
anlaşmazlık
(Ticaret) disputes

I would like you to stop personalizing disputes. - Kişiselleşen anlaşmazlıkları durdurmanı istiyorum.

Industrial disputes are still a problem. - Endüstriyel anlaşmazlıklar hala bir sorundur.

anlaşmazlık
holdout
anlaşmazlık
discrepancy
anlaşmazlık
difference
anlaşmazlık
variance
anlaşmazlık
argument
anlaşmazlık
altercation
anlaşmazlık
dissidence
anlaşmazlık
potential difference
anlaşmazlık
{i} embroilment
anlaşmazlık
misunderstand
anlaşmazlık
mixup
anlaşmazlık
{i} misunderstanding
anlaşmazlık
embroil
anlaşmazlık
incompatibility
anlaşmazlık
{i} division
anlaşmazlık içinde olmak
feud
anlaşmazlık konusu
bone
anlaşmazlık konusu
a bone of contention, object at issue
anlaşmazlık tohumu
dragon's teeth
anlaşmazlık tohumu ekmek
sow dragon's teeth
anlaşmazlık çıkaran
divisive
anlaşmazlıklar
disputes

Industrial disputes are still a problem. - Endüstriyel anlaşmazlıklar hala bir sorundur.

I would like you to stop personalizing disputes. - Kişiselleşen anlaşmazlıkları durdurmanı istiyorum.

anlaşmazlıklar
conflict
iç anlaşmazlık
infighting
yasal anlaşmazlık
conflict of laws
Türkisch - Türkisch

Definition von anlaşmazlik im Türkisch Türkisch wörterbuch

anlaşmazlık
İki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, uyuşmazlık, ihtilâf
anlaşmazlık
İki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, uyuşmazlık, ihtilaf: "Mustafa yedi yaşına basınca ana baba arasında anlaşmazlık kalmadı."- R. H. Karay