anlaşmazlıklar

listen to the pronunciation of anlaşmazlıklar
Türkisch - Englisch
conflict
disputes

Industrial disputes are still a problem. - Endüstriyel anlaşmazlıklar hala bir sorundur.

I would like you to stop personalizing disputes. - Kişiselleşen anlaşmazlıkları durdurmanı istiyorum.

anlaşmazlık
conflict

I don't see a conflict. - Bir anlaşmazlık görmüyorum.

There had never been a conflict between Dan and Linda. - Dan ve Linda arasında bir anlaşmazlık vardı.

anlaşmazlık
{i} disagreement

There's no disagreement here. - Burada bir anlaşmazlık yok.

Tom and I had a disagreement. - Tom ve ben bir anlaşmazlık yaşadık.

anlaşmazlık
controversy

There was a controversy about the location of the new school. - Yeni okulun yeri ile ilgili anlaşmazlık vardı.

anlaşmazlık
friction
anlaşmazlık
(Hukuk) dispute

The end of which there were two little sketches of rhetoric and logic, the latter finishing with a specimen of a dispute in the Socratic method. - Onun sonunda konuşma sanatı ve mantık ile ilgili , Socrates metodunda herhangi bir anlaşmazlık örneği ile biten ikincisinin sonunda iki küçük skeç vardı.

There was a dispute about our bill. - Yasa tasarımız hakkında bir anlaşmazlık vardı.

anlaşmazlık
run in
anlaşmazlık
ambiguity
anlaşmazlık
{i} strife
anlaşmazlık
quarrel
anlaşmazlık
dissent
anlaşmazlık
rift

A deep rift opened up between them. - Onlar arasında derin bir anlaşmazlık açıldı.

anlaşmazlık
nonviolent
anlaşmazlık
(Ticaret) disputes

I would like you to stop personalizing disputes. - Kişiselleşen anlaşmazlıkları durdurmanı istiyorum.

Industrial disputes are still a problem. - Endüstriyel anlaşmazlıklar hala bir sorundur.

anlaşmazlık
holdout
anlaşmazlık
discrepancy
anlaşmazlık
difference
anlaşmazlık
variance
anlaşmazlık
disaccord
anlaşmazlık
argument
anlaşmazlık
discord

There's been a lot of discord in the office lately. - Son zamanlarda ofiste birçok anlaşmazlık oldu.

anlaşmazlık
dissension
anlaşmazlık
altercation
anlaşmazlık
dissidence
anlaşmazlık
potential difference
anlaşmazlık
disagreement, incompatibility
anlaşmazlık
mix up
anlaşmazlık
division; embroilment
anlaşmazlık
incompatiblity
anlaşmazlık
disagreement, misunderstanding, conflict, dispute, discord, difference, friction
anlaşmazlık
discordance
anlaşmazlık
disunion
anlaşmazlık
odds

After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again. - Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.

He is always at odds with his boss. - O her zaman patronuyla anlaşmazlık içinde.

anlaşmazlık
fight
anlaşmazlık
divided counsel
anlaşmazlık
imbroglio
anlaşmazlık
disunity
anlaşmazlık
{i} embroilment
anlaşmazlık
misunderstand
anlaşmazlık
mixup
anlaşmazlık
{i} misunderstanding
anlaşmazlık
embroil
anlaşmazlık
incompatibility
anlaşmazlık
{i} division
bölgesel anlaşmazlıklar
(Hukuk) territorial disputes, regional disputes
ticari anlaşmazlıklar
(Hukuk) commercial litigations
Türkisch - Türkisch

Definition von anlaşmazlıklar im Türkisch Türkisch wörterbuch

anlaşmazlık
İki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, uyuşmazlık, ihtilâf
anlaşmazlık
İki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, uyuşmazlık, ihtilaf: "Mustafa yedi yaşına basınca ana baba arasında anlaşmazlık kalmadı."- R. H. Karay
anlaşmazlıklar
Favoriten